Öne Çıkan Yayın
Yazar: Jose Saramago Çeviren: Işık Ergüden
Hepinize merhaba! Görüşmeyeli nasılsınız, n'aptınız? Gördüğünüz gibi bugün Körlük kitabının yorumu ile geldim.
Okumaya başlamadan önce kitaba karşı fazlasıyla umutlu ve heyecan doluydum. Fakat gerek kitabı okumak için doğru zamanın olmaması gerek kitaptaki bazı zorluklar sebebi ile okuma sürem oldukça uzadı. Uzadıkça benim okuyasım gelmedi derken olan oldu işte. Neyse ki evlere kapandığımızda okumak için daha fazla vaktim oldu ve kendimi şartlayarak kitabı bitirdim. Geriye yapmam gereken tek bir şey kalmıştı: yorumunu girmek.
"Aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı."
KONUSU
Öncelikle kitabımız çok heyecanlı bir şekilde, ilk körün kör olması ile başlıyor. Kitapta bahsedilen körlük pek bizim bildiğimiz körlüklerden değil. Kapkaranlık olan, kim ışıkları kapattı diye bildiğimiz körlük burada bembeyaz bir süt denizi tasavvuru ile karşımızda. Artı ve en kötü özelliklerinden birisi de bulaşıcı olması. Hızlı bir şekilde salgının varlığı tespit edilince kör olduğu bilinen kişiler, kullanılmayan eski bir akıl hastanesinde karantinaya alınır...
KARAKTERLER
Kitapta hiç kimse ismiyle zikredilmiyor. Genellikle okuduğumuz karakterler ise; doktor, doktorun karısı, ilk kör, ilk körün karısı, koyu renkli gözlüklü genç kız, gözü siyah bantlı yaşlı adam ve bir de küçük çocuk.
"Körler ada ihtiyaç duymaz, ben bu sesim, gerisinin bir önemi yok."
ZORLANDIĞIM YERLER
Yukarıda da söylediğim gibi kitabı okumak istemememin sebeplerinden birisi de kitabın beni biraz zorlamış, yormuş olması. Yazarın dilinden bahsetmiyorum. Saramago gayet açık ve güzel konuşmuş bana göre. Ancak gerek paragrafların fazlaca uzun olması gerek diyalogların daha açık bir şekilde belirtilmemesi sebebi ile okumak, odaklanmak biraz zor oldu diyebilirim.
"Gereğinden fazla kelime kullanıyoruz demek istiyorsunuz yani, Gereği kadar duyguya sahip olmadığımızı söylüyorum, Belki de yeteri kadar duyguya sahibiz ama onları ifade edecek kelimeleri kullanmıyoruz, Sonuçta da duygularımızı yitiriyoruz."
SEVDİĞİM KISIMLAR
Eveet geldik sevdiğim, beğendiğim kısımlara. Buraya kadar sanki kitabı hiç sevmemişim gibi anlatmışım ama öyle bir şey yok. Kitabı konusu itibariyle olsun, yaptığım alıntılarla, karakterleriyle olsun gayet beğendim ve başarılı buldum.
En çok hoşuma giden şeylerden birisi ise yazarımızın kullandığı dil oldu. Okurken sanki bir belgesel izliyormuşum gibi hissettim. Evet belgesel. Sanki beyaz körlük sürecini bir belgesel aracılığıyla izliyorduk. Hoştu.
"Neyse ki, insanlık tarihinin gösterdiği gibi, kötü bir şeyin beraberinde iyi bir şey getirmesi de ender değildir, iyi şeylerin kötü şeyler getirdiğinden ise daha az söz edilir, dünyamızın çelişkileri böyledir, bunların bazıları diğerlerinden daha fazla dikkate değerdir."
Daha sonra kitapta bir salgından bahsedilmesi de beni bağlamaya yetmişti. Karantina sürecinde yaşanılan bazı olaylar günümüz dünyasını getirdi aklıma. Belki de bu yüzden bu kadar alıntı yaptığım bir kitap olmuştur.
"Ne tuhaf günlerden geçiyoruz, her şeyin düzeni tersine döndü."
Ayrıca sürekli olmasa da yazarla ortak fikir ve görüşleri paylaşmak hem kitaba hem de yazara ısınmamı sağladı diyebilirim.
"İnsanların neler yapacağı ya da yapmayacağı önceden bilinmez, beklemek gerekir, zamana zaman tanımak gerekir, zaman hükmeder, zaman, kumar masasında karşımızda oturan oyuncudur ve oyunun bütün kartları onun elindedir, bizler ancak hayatımızı verirsek bir şey elde edebiliriz, kendi hayatımızı."
Ve kitapta en önemli şeylerden birisi de mevcut. Başı gayet heyecanlı bir şekilde başladığından meraklandım ve devam edesim geldi. Her ne kadar ortaları biraz rutine bağlamış olsa da yazarımız sonunda beni fazlasıyla şaşırttı. Pek de beklemediğim bir sondu açıkçası.
Sıra da serinin 2. kitabı olan "Görmek" var. Fakat kitap şu an elimde mevcut değil. Ya beğenmezsem, devam etmek istemezsem diyerek almamıştım. Bir sonraki kitap alışveriş listeme eklemek gerekiyor.
Benim kitap hakkındaki düşüncelerim böyleydi. Umarım yararlı olabilmişimdir. Eğer sizde okuduysanız sizin de duygu ve düşüncelerinizi merak ediyorum. Yorumlarda bahsetmeden geçmeyin. Biraz yazar- kitap dedikodusu yapalım :)
Bir sonraki yayında görüşmek üzere hoşça kalın! Kucak dolusu sevgiler! Ve tabii ki okur kalmanız dileğiyle!
4 comments
olsun ki bazı zamanlar olabilir böyle, daha başka bir zamanda umarım yollarınız yeniden kesişir :D
YanıtlaSilUmarım... Teşekkür ederim güzel dileğiniz ve yorumunuz için :)
Silhıms bir iki tane okudum saramago, çok iyi yazar tabi, ama bana biraz uzak ve soğuk geldi, daha sıcak yazan yazarları tercih ediyorum, körlük okumadım okuycam, bak bunun filmini izlemiştim, blindness, izleyebilirsin :)
YanıtlaSilAslında kitaba ilk başladığımda ben de öyle düşünmüştüm: Düşünce tarzı pek bana uyan biri değildi ama sonradan sonraya o belgeselimsi anlatımı çok hoşuma gitti.
Sil