Öne Çıkan Yayın
Herkese selam! Nasılsınıız? Ben iyiyim, teşekkür ederim.
Bugün 2025'in ilk Blogları Canlandırma Projesi ile geldim. Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve temaya uygun olarak kitap, dizi, film vs. okuyup/ izleyip kendi yorumlarımızı paylaşıyoruz. Projeye katılan diğer blog arkadaşlarımıza ziyarete gidip bloglardaki etkileşimi arttırmayı hedefliyoruz.
Ocak ayı temalarımız ise panayır, festival, fuar, müzik, dans, kermes, yemek, etkinlik vb. içeren eserler. Ben de temalara uygun olacağını düşündüğüm The Circus filmini izledim.
![]() |
Kaynak: beyazperde.com |
Vizyon Tarihi: 1928 yılı
Yönetmen: Charles Chaplin
Senarist: Charles Chaplin
Tür: Komedi, Dram, Romantik
Süre: 1 saat 12 dakika
Oyuncular: Charles Chaplin, Al Ernest Garcia, Merna Kennedy
Charles Chaplin'nin hem senaristliğini hem yönetmenliğini yaptığı bir film. Aynı zamanda filmde kullanılan müzikleri de kendisinin yapmış olmasıyla beraber başrolü de o oynar.
Benim izlediğim ilk sessiz filmdi sanırım. Aynı zamanda izlediğim en eski film. Z kuşağı olmamın da verdiği bir etkiyle pek bana hitap eden bir film değildi:) Ben izlerken çok da keyif alamadım ne yazık ki. Ancak filmi izledikten sonra küçük bir araştırma yaptım ve öğrendiğim şeyler beni çok etkiledi.
Bu film Charles Chaplin'e ilk akademi ödülünü kazandırmış olmasına rağmen Chaplin bu filmi hatırlamamayı tercih ediyormuş. Bunun nedeni de film çekilirken yaşadığı zorlu zamanlar. Çekimlere başlamadan önce bir fırtına sebebiyle sirk çadırı mahvolmuş, çekimlerin 9. ayında çıkan bir yangından dolayı set yanmış, o sıralar kızıyla da arası kötüymüş. Ve bunlar gibi birkaç sebep daha...
Yaşadığı onca aksiliğe rağmen filmi bitirmeyi başarmış. Filmin yapıldığı zamanları göz önüne aldığımda çok da başarılı bir film.
Tam bilemiyorum ama belki de son sessiz filmlerdendir. 1920'lerin sonuna doğru sesli filmler ortaya çıkmaya başlamış. Sesli filmlerin ilk örneği de 1927' de çıkan Alan Crosland' in Caz Şarkıcısı ( The Jazz Singer, 1927) filmiymiş.
Gerçi 1936' da falan çıkan sessiz filmleri de varmış. Bu sessiz yapımlar ne zamana kadar devam etmiştir bilemiyorum ama 1920'lerin sonuna doğru senkronize sesli diyaloğa geçiş yapılmış. Sessiz sinemadaki abartılı oyunculuk sesli sinema ile yerini diyaloglara bırakmış. Sinemanın seyirciye etkisi diyalogun etkisi ile daha da çok arttırılmış.
Siz daha önce sessiz sinema izlemiş miydiniz? Sevdiniz mi, neler düşünüyorsunuz sessiz sinema ile alakalı? Duyguları aktarmayla alakalı sesli/ sessiz hangisinin daha iyi olduğunu düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım! Bir sonraki yayına dek hoşça kalıın:)
16 comments
Çok severek izlerdim ama şimdilerde baya ara verdim çok güzeldi sessiz filmler acaba bizler çocuktuk ondan mı güzel geliyordu :)
YanıtlaSilİnsana çocukluk anıları genellikle güzel ve özlenesi gelmiştir. Belki geçmişe olan özlemimizden belki de bazı sahnelere herkesin kendi yorumunu yapabileceğinden güzel geliyordur:)
Siltelevizyonda izlemiştim şarlo filmleri, altına hücum adlı filmi çok ünlü, bir de yürüyüşü, bir de harold lloyd diye biri var aynı şarlo gibi filmleri var :) ama eski tabii hepsi, ya 2025 ten önceki bütün filmler bile eski geliyor bana :) BCP Ocak için iyi bulmuşsun konu :)
YanıtlaSilEveet yürüyüşü:) Benim izlediğim ilk Chaplin filmiydi, devamı gelir mi, ne zaman gelir Allah bilir:)
SilBenim için bi' 2018'den öncesi sanırım daha eski diyebileceğim yıllar oluyor. Zaman algım bi' acayip benim. 2018 mesela, çok yakınmış gibi geliyor ama 7 yıl öncesi. Hey gidi günler:)
Evet ya benim de içime çok sindi:) Teşekkür ederim:)
X kuşağı olarak benim de sessiz filmlerle pek alakam yoktu. Televizyonda Şarlo filmleri çıkardı. Kısa oluyordu sanırım. Pek de izlemiyordum, hatırlayamıyorum konularını. :)
YanıtlaSilBenim izlediğim de 1 saat civarıydı. Televizyonda karşıma çıksa geçerdim muhtemelen ama kendim için yeni bir şey denemek istedim. Hatta filmin başında acaba daha keyif alabileceğim başka bir şey bulamaz mıyım diye de düşündüm. Ama şu an sonuçtan mutluyum. Hem minik bir araştırma yapmama vesile oldu hem de farklı bir kültürü deneyimlemiş oldum.
SilYorumunuz ve ziyaretiniz için çok teşekkür ederim:)
Chaplin’in bu filmi çekerken yaşadığı zorlukları bilmiyordum, çok ilginçti. Sessiz sinema, abartılı mimikler ve beden diliyle duyguları yansıtması açısından çok özel bir sanat bence. Ben de birkaç sessiz film izlemiştim, özellikle Metropolis ve The Kid etkileyiciydi. Belki bir gün The Circus’a da bir şans veririm. Emeğine sağlık! :)
YanıtlaSilMetropolis ve The Kid filmlerine de bir bakayım. Sessiz sinemayla alakalı düşüncelerimi oturtmama yardımcı olabilirler. Henüz yalnızca bir film izlediğim için kesin bir yargıya varmakta aceleci davranmak istemiyorum. Önerileriniz için çok teşekkür ederim:)
Silama kendim için yeni bir şey denemek istedim. Tebrikler :) Yeni şeyler denemeye devam o zaman :)
YanıtlaSilKesinliklee:) Hem neyi sevip sevmediğimi daha iyi anlamış oluyorum. Yeni şeyler denemeye devam!
Sildaha önce hiç sessiz film izlemedim sanırım. bir türlü cesaret edip izlemedim. bana da çok sıkılırmışım gibi geliyor. gerçi farklı bir deneyimdir eminim ki.
YanıtlaSilEvet benim için de izleme aşaması biraz sıkıcı geçmişti. Ama alışık olmadığım şeyleri denemeyi de seviyorum biraz. Fikir edinme açısından deneyimlenebilecek bir şey bence.
Silbcp şubat konusunu ve bu konuya yazı yazan arkadaşların yazılarını nereden bulabilirim? eskiden daha çok yazılıyordu galiba. bu kez daha az katılım oldu sanırım. çünkü takip ettiğim bloglarda bu yazıları göremedim.
YanıtlaSilSon zamanlarda bazı etkinliklere katılım biraz düşük. Şu an DeepTone ay sonunda o aya katılan blogları listelediği bir Rapor paylaşıyor. İstersen onun bloguna bir göz at:)
Sileveet eski aylık raporlar blogumda :) bcp ocak ayını da haftaya yazarım :) şubat temeları da tamam, romantik romantik komedi aşk sevgi yalnızlık içsel dönüşüm :)
SilŞu sıralar hayatım yalnızlık ve içsel dönüşüm temalarını tam kapsıyor:) Nasıl bir yol izleyeceğimi merak ediyorum. Temalar da gayet iyi, risksiz. Çoğu kişiye uygun olur sanırım:)
Sil