Hotaru No Haka (Anime)| Film Yorumu

    Herkese merhaba! Görüşmeyeli nasılsınız, günleriniz nasıl geçiyor? Umarım verimli ve musmutlu bir şekilde geçiriyorsunuzdur. 

    Ben de iyiyim, iyi olmaya çalışıyorum. 

    Geçen hafta izlediğim bir film vardı. Sizlere kısaca ondan bahsetmek istiyorum. 

Kaynak: Pinterest
Hotaru No Haka/ Grave Of The Fireflies (Ateş Böceklerinin Mezarlığı)

Tür: Animasyon, Dram, Savaş filmi

Yönetmen: Isao Takahata

Senarist: Isao Takahata

Süre: 1 saat 30 dakika

Yapım Yılı: 1988


    2. Dünya Savaşı sırasında geçen filmimiz abi kardeş olan Seita ve Setsuka'nın bu zor dönemi nasıl geçirdiklerini konu alıyor. 

    Film, Akiyuki Nosaka'nın yarı otobiyografik olan romanından uyarlanmış. Yazar, 4 yaşındaki küçük kız kardeşinin kendisi yüzünden öldüğünü düşündüğü için bu kitabı kaleme almış. Kitabın adı " Cake Tree in the Ruins". Türkçe'ye çevrilmemiş sanırım, ben bulamadım internette. 

    Savaşın insanı nasıl etkilediği, savaştan kaynaklanan *acziyet, verilen kayıplar çok iyi işlenmişti bence. Kalbim buruk, gözlerim hep dolu dolu izledim. 

    Küçük kız kardeş Setsuka' yı çok tatlı buldum. Onun olduğu sahneleri buruk  bir tebessümle izledim. Setsuka önce kalbimi kapladı sonra da söktü aldı onu benden. Abisinin o ağlamasın diye girdiği uğraşlar, aslında kendisinin de daha çocuk yaşta olmasına rağmen kardeşi için bir şekilde çözüm yolu bulmaya çalışması çok kıymetli sahnelerdi bence. Setsuka'nın acısını ayrı, Seita'nın acısını ayrı hissettim. Seita'nın acısını yaşamaya bile zamanı yoktu, koşturmacayla geçirmeye devam etti günlerini. Ama yine de o acıyı bize de hissettirdi. 

    Mutlu sona dair minik bir umudum vardı. Belki olur, neden olmasın ki, dedim. Ama hayatın bazı acı gerçekleri. Bazen filmler bile mutlu sonla bitmiyor. Daha gerçekçi olsun diye.


Çok tatlı ya!

Ağlamasın diye dikkatini çekmeye çalışıyor.

Gece uykusunda ağlayınca bahçeye çıkardı sırtında uyutuyor...



Tipe bak ya! Yicem!




 

 Çok severek ve hissederek izlediğim bir film oldu. 10/10. Kitabın Türkçesi olsaydı onu da okumak isterdim. 


Siz izlemiş miydiniz, sizin düşünceleriniz neler? Yorumlarınızı bekliyorum.






    *Bu arada yeni öğrendiğim bir şeyi de sizinle paylaşmak istiyorum. Türkçe' de acziyet diye bir kelime yokmuş. Onun yerine acizlik kelimesi kullanılabilirmiş. 

Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre böyle* bir kelime yok; doğrusu ‘acizlik‘. Ancak şahsiyet, haysiyet ve masumiyet gibi kelimelerin güçlü anlamlarından olsa gerek acizlik kelimesinin ifade edemediği, en üst düzeydeki çaresizliği kanaatimce ‘acziyet’ sözcüğü daha iyi vurguluyor. (Kaynak:diken.com)

(Gifler tenor.com'dan alınmıştır.)




  

24 comments

  1. ''Neden ateşböcekleri bu kadar çabuk ölmek zorunda?'' :'(
    Beni de çok etkileyen bir filmdi. Filme dair herhangi bir şey gördüğümde bile üzülüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle zamanlarda en çok haksızlığa uğrayan çocuklar oluyor. O masumluklarıyla dünyanın bu kirli hallerine tanık oldukları ve hatta mücadele etmek zorunda kaldıkları için çok üzülüyorum.

      Sil
  2. bu yönetmen müthiş yaaa :) prenses kaguyaaaa onu da izlee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzlemedim sanırım. Bakayım bi. İzliceem:)

      Sil
  3. Bayağı duygusaldı. Savaşın acımasızlığını gözler önüne seriyor. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet öyleydi:( Biz izlerken bu kadar etkilendiysek kim bilir asıl yaşayanlar ne haldedirler. Çok şükür ki biz ülkemizde uzun zamandır böyle bir şey yaşamadık.

      Sil
  4. Yanıtlar
    1. Thank you :) If you want, you can also get information about the content by using the translator on the side :)

      Sil
  5. Merhabalar.
    Sayfamı ziyaret edip, izleyiciler eklentisinin altındaki "takip et" butonuna basıp, kayıt oluşturmuşsunuz. Ha mübarek, son yazının altına merhabalar yazan bir yorum bıraksaydınız, oradan ben de sizin sayfanıza ulaşabilirdim. Günlerdir sizin sayfanıza ulaşmaya çalışıyorum. Blogforumnet'ten buldum link adresinizi de oradan ulaşabildim.
    Sayfadan Sayfaya ismini verdiğiniz blog sayfanızı incelemeye gelirim. Şimdilik bu kadar. Aklınızda olsun, kimin sayfasını takibe alırsanız mutlaka o sayfanın son paylaşımına bir kısa yorum yazıp gönderin. Ancak size, o yazdığınız yorumdaki linkten ulaşılabilir. İzleyiciler eklentisine bıraktığınız profil bilgisinden sayfanıza asla ulaşılamaz!
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar:)
      Öncelikle sizi bu kadar uğraştırdığım için kusura bakmayın lütfen. Bundan sonra dediğiniz gibi yapmaya dikkat etmeye çalışacağım. Bir süredir takip ettiğim birkaç blogun yorumlar kısmında size denk geliyordum. En sonunda takip etmeye karar verdim. Ancak dediğiniz gibi hiç aklıma gelmemiş bir selam sabah vermek. Haklısınız. Bilgilendirme için de teşekkür ederim. Her zaman ziyaretlerinizi beklerim:)
      Sevgiler.

      Sil
    2. Merhabalar.
      İzleyiciler eklentisine bırakılan profil bilgilerinden kimsenin sayfasına ulaşmak mümkün değildir. Şimdi insan merak ediyor ve yeni bir ziyaretçi katılmış mahlas adı "SUDE" Allah Allah kim ola ki bu Sude diyorsunuz ve oracıkta kalakalıyorsunuz. Çünkü Sude'ye dönebilecek tek link komutu, yorum link komutudur. Unutmayın, kimin sayfasına üye olursanız olun, mutlaka son paylaşıma merhaba deseniz yeter bir yorum bıraktığınız zaman, sayfasını takibe aldığınız kişi de size ancak buradan ulaşır.
      Cevab-i yorumunuz için ben teşekkür ederim. Elbette sayfanızı incelemek üzere ziyarete geleceğim.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  6. Yıllar önce, canı çıkmayasıca bir dostum önermişti de ağlaya ağlaya izlemiştim. Cok güzeldi ama.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle, ağlatan çok güzel bir filmdi. Arkadaşınızın film zevki de güzelmiş:)

      Sil
  7. Tavsiye üzerine izledim paylaşım için teşekkürler 😀 Ateş Böceklerinin Mezarlığı gerçekten yüreğe dokunan bir film. Savaşın sadece cephede değil, en masum hayatlarda nasıl yıkıcı izler bıraktığını öyle derinden hissettiriyor ki… İki kardeşin hayatta kalma çabası, umuda tutunmaya çalışmaları ve buna rağmen dünyanın acımasız yüzüyle yüzleşmeleri insanın içine işliyor. Ateş böcekleri sahnesi, hem masumiyetin hem de hayatın geçiciliğinin çok etkileyici bir sembolü olmuş. İzlerken insan bir yandan çaresizliği hissediyor, bir yandan da kardeşlik bağının ne kadar güçlü olduğunu görüyor. Kolay izlenen bir film değil ama bıraktığı iz çok kalıcı. Bence her insanın bir kere izlemesi gereken, hafızaya kazınan bir eser. 😀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet benim de çok etkilendiğim, gözlerimin dolmasını durduramadığım bir filmdi.
      Güzel yorumunuz için teşekkür ederim:)
      Ayrıca siz de yakın zamanda blog açmışsınız sanırım. Aramıza hoş geldinizz! Hayırlı olsun yeni blogunuz:)
      Blogunuzu takibe aldım, inşallah yeni yayınlarda görüşürüz:)
      Vee bir de kitap okumayı, dizi-film izlemeyi vs seviyorsanız bloglar arasındaki etkileşimi canlı tutabilmek için yaptığımız bir etkinlik var: Blogları Canlandırma Projesi. Fikirlerinizi paylaşmayı seviyorsunuz anladığım kadarıyla, sizin de düşüncelerinizi ve yorumlarınızı okumak isterim:) Etkinlikle alakalı benim blogumda da örnekleri görebilirsiniz ya da şu an bu etkinlikle Sevgili DeepTone (https://sadevederin.blogspot.com) ilgileniyor diye biliyorum onun blogunu da ziyaret edebilirsiniz:)

      Sil
    2. Teşekkür ederim Yeniyim, evet 😀 1000 Kitap’tan geldim ben okuyucunuz Duygu arkadaşım tavsiye etti. Burayı hesap açtım 😀 Pek vaktim olmasa da etkileşimde olup, paylaşımları okuyup yorum yapmaya çalışacağım. Kitap 1000 hesabım Ercan_16. Kendimce günlük hayattan, film ve dizilerden bahsetmek, uzaya seslenir gibi çığlık atmak gibi yazmak istiyorum buraya. Blog da açtım, buradan paylaşımlarımı yapmayı planlıyorum. Ben genelde çok uzun sohbet ederim, dert anlatırım 😀

      Sil
    3. Evet evet 1000 Kitap'da da gördüm sizi takibe aldım:)
      Nasıl isterseniz siz anlatın biz dinler, eşlik ederiz:)

      Sil
    4. Teşekkür ederim sevindirdi yardım teklifiniz aklımda bulunsun o zaman 😃 buranın doğal olması samimi olması net olması iyi zamanla alışırım bende buraya 😇

      Sil
    5. Rica ederim, elimden geldiğince her zaman:)

      Sil
  8. Teşekkür ederim bilgi için çok güzel karşılama için DeepTone (https://sadevederin.blogspot.com) hesabını takip ettim 🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne demek rica ederim:) Aklınıza bir şey takılırsa yine hiç çekinmeyin her zaman yardımcı olmaya çalışırım:) Deep de keza öyle en büyük yardımcılarımızdan, destekçilerimizden:) Ev sahibi gibidir:)

      Sil
    2. Ev sahibi olduğunuzu hissettim çok güzel karşılama oldu bugün sizin tarafınızdan 😃 Zaman buldukça yazılarınızı okumaya çalışacam 😃 iyi geceler

      Sil
    3. Her zaman beklerim:) İyi geceler:)

      Sil

Senin düşüncelerin de benim için önemli. Onları benimle paylaşmaya ne dersin :)

Sude

Popüler Yayınlar

Ağaç Ev Sohbetleri #230 "Geleneksel Kültürü Korumak Önemli Midir?"

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Umarım günleriniz verimli geçiyordur, hayatınızdan memnun olduğunuz zamanlar geçirebiliyorsunuzdur.     Sevgili DeepTone tarafından düzenlenen Ağaç Ev Sohbetleri'nde bu haftanın konusu;       "Geleneksel kültürü korumak önemli midir?"      Ben geleneksel kültürü korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu dediğim elbette ki hep eskide kalmak  demek değil. Dünyayı, gündemi, yenilikleri takip edeceğiz ancak tamamen Batılılaşma, modernleşme adı altında da kendi özümüzü terk etmeyeceğiz demek istiyorum.      Geçenlerde okuduğum bir kitaptan örnek vermek istiyorum. Kitabın yazımı çok iyiydi ancak sanki çeviri kitap okuyormuş gibi hissettim. Şimdi bu kötü bir şey mi yoksa bir başarı mı? Evet, bence bu bir başarı. Ama şahsi düşüncem olarak ben yerli bir kitap okuyorsam bunu hissetmek isterim. Kitabı okurken sanki Amerika'nın bu üniversite temalı filmlerinden izliy...

BCP- Ocak| Scrubs Dizi Yorumu

        Selam! Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?     Geçen sene yoğunluktan dolayı BCP'ye katılmamayı tercih etmiştim. Tabii ki hayatım hala yoğun bir şekilde geçiyor ancak bu sene yoğunluklarımın hobilerimin önüne geçmesine izin vermek istemiyorum.(Ne kadar çok "yoğun" dedim de mi?) Yeni yıl kararı:)     Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve temaya uygun kitap, dizi ya da film izleyip yorumluyoruz.      Ocak ayının teması; komedi, mizah ve müzik idi. Ben bu ay izlediğim bir diziden bahsetmek istiyorum. Bir komedi dizisi olarak karşımıza çıkıyor. Yer yer müzik temasını da kaplıyor.     SCRUBS Tür: Komedi Proje Tasarımcısı: Bill Lawrence Başrol Oyuncuları: Zach Braff, Sarah Chalke, Donald Faison, Judy Reyes, John C. McGinley, Ken Jenkins, Neil Flynn. Ülke: ABD Bölüm Sayısı: 182 Gösterim Süresi: 21 dakika Yayın Tarihi: 2 Ekim 2001- 17 Mart 2010    J.D ve Turk çocuk arkada...

BCP- Ocak| Film Yorumu

     Herkese selam! Nasılsınıız? Ben iyiyim, teşekkür ederim.     Bugün 2025'in ilk Blogları Canlandırma Projesi ile geldim. Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve temaya uygun olarak kitap, dizi, film vs. okuyup/ izleyip kendi yorumlarımızı paylaşıyoruz. Projeye katılan diğer blog arkadaşlarımıza ziyarete gidip bloglardaki etkileşimi arttırmayı hedefliyoruz.      Ocak ayı temalarımız ise p anayır, festival, fuar, müzik, dans, kermes, yemek, etkinlik vb. içeren eserler. Ben de temalara uygun olacağını düşündüğüm The Circus filmini izledim. Kaynak: beyazperde.com THE CIRCUS (Sirk) Vizyon Tarihi: 1928 yılı Yönetmen: Charles Chaplin Senarist: Charles Chaplin Tür: Komedi, Dram, Romantik Süre: 1 saat 12 dakika Oyuncular: Charles Chaplin, Al Ernest Garcia, Merna Kennedy     Charles Chaplin'nin hem senaristliğini hem yönetmenliğini yaptığı bir film. Aynı zamanda filmde kullanılan müzikleri de kendisinin yapm...