Öne Çıkan Yayın

Evin İçine Yağan Kar

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuuz? Günleriniz nasıl geçiyor, nelerle meşgulsünüz? Tatil planınız var mı ya da memlekete mi gittiniz? N'aptınız n'ettiniz gelin biraz sohbet edelim.      Bana soracak olursanız çok şükür ben de iyiyim. Yuvarlanıp gidiyoruz işte:) Evde olmaktan son derece memnunum. Umarım şehir dışına çıkmak gibi bir şey yapmayız. Şu an öyle bir düşüncemiz var gibi durmuyor ancak pek belli de olmuyor bazen bir anda baş gösteriveriyor.      Dün akşam odamda kendi kendime takılıyordum. Blogda bazı değişiklikler yapmak istiyordum onunla alakalı bir şeylere baktım, denedim derken istediğim resmi yapay zekaya da yaptırabileceğimi fark ettim ve küçük bir paragrafla komut verdim. Hatırladığım kadarıyla şöyle yazmıştım: " Sallanan sandalyesinde çayını içerken diğer eliyle gözlüğünü düzelten kız kitap okuyor." tarzında bir cümleydi. Ve işte çıkan ilk tasarımlar...     Çok istediğim sonucu alamamıştım açıkçası. Çok soluk gelmişti. Kız derken bir k

Bir Hafta Sonu Kaçamağı: İstanbul 💙

    Herkese selaamm! Nasılsınız, neler yapıyorsunuz bakalım?

Yaklaşık 1-2 hafta önce arkadaşlarımla hafta sonu İstabul'a gezmeye gitmeye karar verdik. Kalabalık bir arkadaş grubum vardır aslında ama herkesin farklı bir işi çıktı ve biz 3 kişi kaldık. Tamamen iptal etmeyi de düşündüler ama belki ben biraz mızıkçılık yapmış olabilirim o yüzden 3 kişi de olsa gittik. Neden mızmızlandım derseniz haftalardır o günün hayalini kurarak ayakta duruyordum. Ruhsal sağlığım için iyi olacağını düşündüğüm bir aktivite olacaktı. İhtiyacım olduğunu düşünüyordum o yüzden gitmekte kararlıydım. Sağ olsunlar onlar da benimle beraber geldiler:) 

    Hep beraber gidebilseydik bir apart tutacaktık ama 3 kişi gidince bir tanıdığımızda misafir olduk. Teşekkür ederiz, çok kolaylık sağladılar.



Gittiğimiz ilk gün hava kötüydü biraz. Yağmurlu ve fazlaca rüzgarlı. O yüzden ilk gün çok bir şey yapamadık. Zaten trenle geldik, otobüse bindik derken dermanımız kalmadı. 
Geçen sene Ankara- İstanbul arası çok gidiyordum trenle ama bu sene çok gitmediğimden herhalde bu sefer biraz zorlandım. Normalde tren tutmaz beni pek ama o gün bir köşeye bayılmak istemiştim. 
Bu resimde de Üsküdar Sahili'ni görüyorsunuz. Her zaman olduğu gibi kalabalıktı. Ben pek Üsküdar Sahil sevmiyorum kalabalık olduğu için ama bir şekilde yolu düşüyor insanın. Bir de bizimkiler buradaki kafeleri sevdiği için geliyoruz genelde. 



O kadar İstanbul'a gelmişken geçen seneden çok sevdiğim bir arkadaşımla da buluştum. Birbirimize çiçek buketi yaptırmak istemiştik ama çiçeklerin tanesini 50 TL'den verdikleri için 3 tanecik çiçek aldık. Birimiz 3 gül diğerimiz 3 lale aldık ve bir çiçeği kendimize alıp kalanını birbirimize verdik. (Kalanının 3 tane çiçek olması:)) 
    Seninle bu kadar çok güldüğümü unutmuşum diyor. Aşk olsun dedim böyle bir şeyi nasıl unutabilirsin? Ben unutulacak insan mıyım:D 
    Geçen sene gerçekten hayatımın en iğrenç senesiydi ama onlar (arkadaşlarım) da enn güzel yanıydı o senenin. Çok özlüyorum onları. Bir kafede oturup sohbet etmekle bir evi paylaşmak aynı şey olmuyor ne yazık ki.




Cumartesi günü de hava yağmurlu gözüküyordu ama sonradan açtı. Biz de hemen atladık vapura karşıya geçtik. Vapurdan çekilmiş birkaç fotoğraf bırakıyorum buraya.





Eminönü'ne geldiğimizde birer mısır kapıp denizin dibine oturduk. Sonradan tam önümüze bir boğaz turu vapuru geldi. Tüm manzaramız kapandı. Orada biraz daha oyalandıktan sonra Ortaköy'e geçtik.



Ortaköy Camii



E Ortaköy'e gelip kumpir yemeden olur mu? Olmaz'cılardan değilim ben. İlk defa yedim orada kumpir. Bu zamana kadar gayet de olmuştu yani. Aşırı gerekli görmedim yani "Kumpir Ortaköy'de yenir abi!" triplerine girmedim. Ortaköy'de kumpir yemedim de demem. Deneyim deneyimdir:)



Ortaköy Camii'nin arka tarafından çekilmiş bir resmi




Tekrar Üsküdar'a dönmek için vapur seferlerini beklediğimiz için Ortaköy'de biraz uzun durduk. Bu yüzden gökyüzünün her rengiyle çektik şu camiyi:)

Bir de burada gitarla halay çeken insanlar vardı:) Çok farklı bir eğlenceydi:) Onları izlemek bile bizim için keyifliydi. 



Hoşuma gitmiş çekmişiz ne olduğunu bilmiyorum:)



Yanılmıyorsam Çırağan Sarayı burası da.






Sonraki gün tam hava güneşli, çok güzel, bizim dönme vaktimiz geldi. Geri gitmeyi de ne kadar istemediysek treni kaçırıyorduk az daha. Trenin kalkmasına 10 dakika kalmış biz daha tren garının olduğu metro durağına gelmemişiz bile. Ben "Allah'ım lütfen tren geç gelsin." diye dua ediyorum:) Kii dualarımı kabul etti Rabbim:) Trenin hareket saatinden 2-3 dakika önce gelmeyi başardık biz. 10-15 dakika trenin gelmesini bekledik:) 
    Bir yandan da treni kaçırırsak bugün hava güzelken akşama kadar duralım sonra otobüsle döneriz diye otobüs bileti bakıyoruz. Biz akıllanmayız:) 
Neyse ki çok güzel bir hafta sonunun ardından sağ salim evlerimize vardık. Güzel oldu. Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi özlüyorum zaten. İstanbul'u ayrı özlüyorum. Ona karşı özlemim hiç dinmiyor içimde. Yok ya ben Ankara'yı sevmiyorum. Bu şehir daraltıyor sanki beni. İstanbul'da devamlı bir hayat da zor. Çok kalabalık bi' kere. Her yer çok kalabalık. Kalabalık olması bana göre değil. Onun dışında muazzam geliyor bana. 

Son olarak yazımı vapurla yarış yapan martıların olduğu küçük bir vapur gezintisi kesiti ile sona erdiriyorum. Hoşça kalınn^^







6 comments

  1. tatlı güzel gezi olmuş oh :) istanbul da seni unutmaaaaz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiim:) O kadar insanın içinde beni hatırlar mı bilemem:)

      Sil
  2. Ne iyi olmuş buluşmanız, herkesi bekleyince buluşmak imkansız olur zaten. Keyifli vakit geçirmek gibisi yok. Fotoğraflar çok hoş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet gerçekten güzel oldu. Ama hep beraber olamadığımız için önümüzdeki ay tekrar gidelim diyorlar. Nasıl olacak bilmiyorum, annem her ay şehir dışına çıkmama çok hoş bakmayabilir:)
      Teşekkür ederiim:)

      Sil
  3. Yazılarını okurken kendimi hep gülerken buluyorum, teşekkür ederim bunun için :) Eğlenmene de çok sevindim. Okurken benim bile içim açıldı.

    YanıtlaSil
  4. Güzel bir dinlenme olmuş. İstanbul, arkadaşlar, lezzetli yiyecekler.. Tam bir haftasonu :) Gelemeyenler üzülmüşlerdir :)

    YanıtlaSil

Senin düşüncelerin de benim için önemli. Onları benimle paylaşmaya ne dersin :)

Sude

Popüler Yayınlar

Birkaç Film Yorumu

      Herkese merhabalar efendiim! N'aptınız, nerelerdesiniz? Anlatın bakalım.      Uzun süredir izlediğim filmlerden bahsetmemiştim. Birikmiş hayli bahsedilmemiş filmler de olunca birkaç tanesinden hızlıca bahsetmek istedim.  MEŞHUR HAYALET ERNEST Orijinal Adı: We Have A Ghost Yönetmen: Christopher Landon Senarist:   Christopher Landon Başrol Oyuncuları: Jahi Di'Allo Winston, David Harbour, Anthony Mackie Tür: Macera, Komedi, Aile, Fantastik Süre: 2 saat 7 dakika      Amerikalı ailemiz çok büyük hayallerle yeni bir eve taşınır. Şanslarına ev hayaletli çıkar. Ancak onlar kendilerinden önceki ev sahipleri gibi evden kaçmak/ taşınmak yerine hayaletle arkadaş olmaya karar verirler. Hayalet Ernest sayesinde sosyal medyada ün kazanmaya başlarlar. Bir yandan da Ernest'in geçmişini araştırırlar.      Ailecek izlenebilecek hoş, keyifli bir yapımdı, diye hatırlıyorum. Ben bu filmi geçen sene veya ondan önceki sene bile izlemiş olabilirim. Hayır bi' dakika uydurm

Çerez Politikası

 Çerez Politikası Son güncellenme: 27/04/2024 Biz, Sayfadan Sayfaya, olarak güvenliğinize önem veriyor ve bu Çerez Politikası ile siz sevgili ziyaretçilerimizi, web sitemizde hangi çerezleri, hangi amaçla kullandığımız ve çerez ayarlarınızı nasıl değiştireceğiniz konularında kısaca bilgilendirmeyi hedefliyoruz. Sizlere daha iyi hizmet verebilmek adına, çerezler vasıtasıyla, ne tür kişisel verilerinizin hangi amaçla toplandığı ve nasıl işlendiği konularında, kısaca bilgi sahibi olmak için lütfen bu Çerez Politikasını okuyunuz. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikamıza göz atabilir ya da bizlerle çekinmeden iletişime geçebilirsiniz. Çerez Nedir? Çerezler, kullanıcıların web sitelerini daha verimli bir şekilde kullanabilmeleri adına, cihazlarına kaydedilen küçük dosyacıklardır. Çerezler vasıtasıyla kullanıcıların bilgilerinin işleniyor olması sebebiyle, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gereğince, kullanıcıların bilgilendirilmeleri ve onaylarının alınması gerekmektedir. Biz

Ağaç Ev Sohbetleri #230 "Geleneksel Kültürü Korumak Önemli Midir?"

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Umarım günleriniz verimli geçiyordur, hayatınızdan memnun olduğunuz zamanlar geçirebiliyorsunuzdur.     Sevgili DeepTone tarafından düzenlenen Ağaç Ev Sohbetleri'nde bu haftanın konusu;       "Geleneksel kültürü korumak önemli midir?"      Ben geleneksel kültürü korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu dediğim elbette ki hep eskide kalmak  demek değil. Dünyayı, gündemi, yenilikleri takip edeceğiz ancak tamamen Batılılaşma, modernleşme adı altında da kendi özümüzü terk etmeyeceğiz demek istiyorum.      Geçenlerde okuduğum bir kitaptan örnek vermek istiyorum. Kitabın yazımı çok iyiydi ancak sanki çeviri kitap okuyormuş gibi hissettim. Şimdi bu kötü bir şey mi yoksa bir başarı mı? Evet, bence bu bir başarı. Ama şahsi düşüncem olarak ben yerli bir kitap okuyorsam bunu hissetmek isterim. Kitabı okurken sanki Amerika'nın bu üniversite temalı filmlerinden izliyormuşum gibi hissettim. Dediğim gibi bu bir başarıdır. Ancak g