Öne Çıkan Yayın
Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Bayağıdır görüşemiyorduk. O kadar özlemişim ki blogları gezmeyi, blog yazmayı... Tatil için eve geri gelince soluğu burada aldım. 1 hafta müddetinde elimden geldiğince aktif olmaya çalışacağım daha sonra tekrar İstanbul. 2 hafta sürmeyecek ne yazık ki. Ne yazık ki diyorum ama bir yandan aklım da İstanbul'da. Havası biraz dengesiz olsa da, bir gün karlı diğer gün güneşli de olsa buradan daha sıcaktı ve ben bu dengesizlikten ilk başlarda şikayet etsem de şu an fark ettim ki alışmışım aslında. Ankara soğuktur evet biliyorum tabii ki ama tahminlerimden daha soğuk çıktı:) 1 dönemde Ankara'yı unutup İstanbullu olmuşum^^
Bu kitabın yorumunu çok daha önce yazmam gerekirken yeterli vakti sağlayamadığım için biraz ertelenmiş oldu. Geç olsun güç olmasın diyerek lafı çok da uzatmadan yoruma geçiyorum artık.
Tanzimat dönemi edebiyat kamusunda tanınan, ses getiren, Avrupa'daki ve Amerika'daki kadın yazarlarla, 1. dalga feminist hareketle temaslarda olan Fatma Aliye'nin 1900 yılında yazarı olduğu Hanımlara Mahsus Gazete' de tefrika edilip kitaplaşan Levayih-i Hayat -Hayattan Sahneler- adlı mektup romanı, Osmanlı kadınlarının gözünden aşk ve evlilik sorunsalına ışık tutar. Fatma Aliye, farklı kadınlıkları ve erkeklikleri ele alarak evlilik kurumunu, aile içi şiddeti sorgular; kadınların insanca yaşamalarının yolunun ekonomik özgürlük ve eğitimden geçtiğine vurgu yaparken aşk üzerine de felsefi bir tartışma yürütür. ( Tanıtım Bülteninden)
Kitabımızda ilk önce iki kız kardeşin mektuplaşmalarını okuyoruz. Fehame evliliğindeki sorunlardan, mutsuzluklardan bahsederken Mehabe de onu teselli etmeye çalışıyor ve onun evliliğinin ne kadar da güzel, mutlu bir evlilik olduğunu okuyoruz.
Okumamın üzerinden biraz zaman geçtiği için çok detaylı bir yorum yapamayacağım. Ancak hatırımda kalanlarla özet niteliğinde bir şeyler söyleyebilirim sanırım.
Öncelikle yıllar öncesinde olan huzursuzlukların şu anda da olması hasebiyle yadırgamadığım bir konu olurken bir yandan da hayli üzücü bir durum yıllardır bir ilerleme kat edememek. Daha sonra Mehabe' nin kardeşini kendi mutluluğunu anlatarak teselli etmeye çalışması biraz garip geldi bana. Sonuçta mutlu olmak sadece bizde biten bir şey değil. Karşımdaki kişi benim mutluluğumu kısıtlayacak ya da tamamen engelleyecek şeyler yapıyorsa nasıl mutlu olabilirim ki? Bu benim kendi düşüncem ve sanırsam Fehame de az çok böyle düşünüyor ki kardeşine şöyle diyor bir mektubunda;
" Kalpleri inceleme konusunda sözlerin, aşk ve sevgi hakkındaki etraflı düşüncelerin de güzeldir. Fakat bu bir aşık, hem de mutlu bir aşığın sözleridir. Bir de dinmez bir acı ve bunalım içinde bulunan aşığın sözleri dinlense, elbet böyle yalnız aşkın lezzetinden bahsedemez, sıkıntılarından, ıstıraplarından da bahseder. Ben aşık olmadığım için bu konudaki fikirlerim daha başka olur değil mi? Mutlu bir aşık, aşkın lezzetinden, bedbaht olanı da yara ve kederinden bahsettiği halde, aşık olmayan kimse onların yanında tarafsız sayılmaz mı?"
Hemencecik kendini okutan, okuması gayet keyifli 51 sayfacık bir kitap. 51 sayfa olmasına rağmen altını çizdiğim pek çok yer bulunmakta. Puan olarak 8/10. İleride bir evlilik söz konusu olduğunda tekrardan okumak çok iyi olur diye düşünüyorum.
Alıntılar
* İnsan her şeyin lezzetini ancak ona olan sevgisiyle anlayabilir.
* Dertlerimi dökecek senin gibi bir arkadaşın, kardeşin iyilik ve cömertliği olmasa neredeyse dert denilen şeyin anlatılabilir, dökülebilir şeylerden olduğunu bilemeyeceğim! Zira benim kederli olduğuma dikkat edeni, bunu merak edeni görmüyorum.
* Bu kalp artık benim tanıyabileceğim halde mi? Bir zaman herkes için sevgi hissi duymaya yetenekli olan kalbim, bugün nefret duygusundan başkasını göstermiyor.
* Sevmek için evet Mehabe, bence sevmek için sevilecek adamın sevilmeye layık olması gerekir.(...) Eğer senin demiş olduğun yönüyle insan "sevmek ve sevilmek" denilen şeysiz olamayacak, yaşayamayacaksa iyi bil ki Mehabe, ben sevilmeksizin sevmekten, bu türlülerini sevmektense o yaşayıştan da vazgeçerim, o hayatı da umursamam. Kendi kendimi sevemeyecek hale gelmektense yaşamamak bence daha iyidir.(...) Bence saygıya layık olan, sevgiye layıktır.(...) Sen nasıl insan sevmek ve sevilmeksizin yaşayamaz diyorsan ben de bir insanı sevmek için ilk önce takdir edebilmek gerekir diyorum.
* Ne yapayım o göz alıcı sarayı, ben penceresinden hayran olduğum zaman yanımda bir yoldaşım yoksa.
Siz bu kitabı ya da yazardan başka bir kitap okudunuz mu? Okumayı düşünüyor musunuz? Umarım faydalı bir yorum olmuştur. En kısa zamanda görüşmek dileği ile! Okur kalın, hoşça kalıın:)
you may also like
9 comments
heeeeyooooo gelcam yineeee okumaya çok sevindiim :)
YanıtlaSilYazarı hiç okumadım. Kitap kısa olmasına rağmen çok güzel anlatmışsın. Teşekkürler. :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim ne demek:) Faydalı bir yorum çıkarabildiysem ne mutlu bana:)
Silevet ben de sevdim bu romanı, zaten sende görüp okumuştum ya :) bu yazarın refet adlı romanı da çok güzeeel :) iyi tatiller sana :) istanbulda kar yağdı dün oldukça :)
YanıtlaSilRefet'i de gördüm. Hangi zamanın nasibidir bilemeyeceğim. Karlı İstanbul fotoğrafları elime ulaştı arkadaşlarım vasıtasıyla. Benim gitmemi beklemiş zalım İstanbull:))
SilFatma Aliye benim de bu yıl kitaplarıyla tanışmak istediğim bir yazar. Kalemine sağlık. :)
YanıtlaSilDaha 1 kitabını okumama rağmen sevdiğim bir yazar oldu şimdilik. Umarım sen de beğenirsin:)
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, umarım siz de uygun bir vakitte tanışırsınız yazarla:)
Sil