Öne Çıkan Yayın

Evin İçine Yağan Kar

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuuz? Günleriniz nasıl geçiyor, nelerle meşgulsünüz? Tatil planınız var mı ya da memlekete mi gittiniz? N'aptınız n'ettiniz gelin biraz sohbet edelim.      Bana soracak olursanız çok şükür ben de iyiyim. Yuvarlanıp gidiyoruz işte:) Evde olmaktan son derece memnunum. Umarım şehir dışına çıkmak gibi bir şey yapmayız. Şu an öyle bir düşüncemiz var gibi durmuyor ancak pek belli de olmuyor bazen bir anda baş gösteriveriyor.      Dün akşam odamda kendi kendime takılıyordum. Blogda bazı değişiklikler yapmak istiyordum onunla alakalı bir şeylere baktım, denedim derken istediğim resmi yapay zekaya da yaptırabileceğimi fark ettim ve küçük bir paragrafla komut verdim. Hatırladığım kadarıyla şöyle yazmıştım: " Sallanan sandalyesinde çayını içerken diğer eliyle gözlüğünü düzelten kız kitap okuyor." tarzında bir cümleydi. Ve işte çıkan ilk tasarımlar...     Çok istediğim sonucu alamamıştım açıkçası. Çok soluk gelmişti. Kız derken bir k

BCP- Temmuz | Hindistan (film)

    Herkese selam:) Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Ben iyiyim aslında ama vücudum çok da öyleymişim gibi davranmıyor. Dün toz alırken ağladığımı söylesem bunu daha iyi açıklayabilirim sanırım:) Her neyse asıl konumuza gelelim.

    Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve biz de film-dizi-kitap üçlemesinden istediklerimizi okuyup, izliyoruz. Ay sonunda da bunlarla alakalı paylaşımlarımızı yapıp katılan bloglara yorumlaşmaya gidiyoruz. Herkes aktif, herkes mutlu:) 

    Temmuz ayının teması ise Hindistan'dı. Açıkça söylemek gerekirse bu konu hiç bana göre değildi. Hint yapımı şeylere karşı biraz önyargılıydım. Özellikle de internetteki o komik sahnelerden sonra. Hiç gördünüz mü bilmiyorum ama aşağıya koyayım o videolardan birini. Çok saçma ve komik. Neyse ne diyordum, önyargılıydım. Kendi adıma BCP Haziran da çok içime sinmemişti, tam konuyla alakalı bir film izleyememiştim. Bu ay da böyle olmasın diye iki tane Aamir Khan filmi izledim de geldim:) Kendisini çoğu kişi gibi ben de Her Çocuk Özeldir ya da 3 Aptal filmleriyle tanımış ve izlerken keyif almıştım. Azıcık da ağlamıştım, çok güzellerdi. Böyle olunca Aamir Khan' a olan güvenimden dolayı yine ondan bir şeyler izledim ve iyi ki de izlemişim. Bu uzun giriş yazısından sonra artık filmleri anlatmaya başlayayım en iyisi, ben susmam çünkü:) 



PK

    Nasıl ki bizler başka gezegenlerde de hayat var mı diye merak edip araştırmalar yapıyorsak Dünya dışındaki gezegenlerden biri de bunu merak eder ve Dünya'da hayat olduğunu anlayınca araştırma yapmak için içlerinden birini Dünya'ya gönderir. Uzaylı arkadaş, gemisinin kumanda cihazı olan kolyesini insanlardan birine çaldırınca işler karışır. Evine dönmek için aklına gelen her yöntemi dener. Hatta yardım etmesi için kendi tanrısını bulmaya çalışır ve bu konuda bizlere çok iyi bir ders verir. 

    Filmimiz uzaylının gemisinden Dünya'ya iniş yapması ile başlıyor. İner inmez de gemisini kumanda ettiği kolyesi bir Hintli adam tarafından çalınıyor. Sonra 1 saat boyunca uzaylıyı bir daha görmüyoruz. Bu ilk 1 saat biraz sıkılmacalı geçmişti bende. Acaba yanlış bir film mi açtım diye düşündüm ama ilk başta uzaydan biri geliyordu yani. 

    İlk bir saatte Jaggu diye bir kız ve Sarfaraz diye bir adamın aşkını izliyoruz. Bu 1 saat içerisinde aşkları başlıyor ve bitiyor. Jaggu ailesine Sarfaraz'dan bahsediyor. Babası da bu ilişkiye onay vermiyor. Nedeni ise Jaggu hindu, Sarfaraz ise müslümandır. Ama ayrılmalarının sebebi bu değil, izleyince görürsünüz. Spoiler olmasın şimdi :) 

    Jaggu bu ayrılıktan sonra baba evine geri dönüyor ve yolda sürekli bir afiş dağıtan bir adamla karşılaşıyor. Bu adam kafasına sarı bir kasket geçirip yanaklarına onu dövmesinler diye tanrının resmini yapıştıran, uyuyabilmek için duvar önüne çişini yapıp geceyi nezarahathanede geçiren bir adam. Evet tahmin ettiğimiz gibi bu bizim uzaylı arkadaş. 

    Uzaktan kumandasını ararken oradaki insanlar "Sana ancak tanrı yardım edebilir." dedikleri için tanrıyı aramaya başlar. Hindistan 'da yaygın olan bir sürü inanç olması hasebiyle hangi tanrıdan yardım istemesi gerekir, hangisi doğrudur kafası çok karışır. Aynı anda hepsini yapmaya çalışsa da bazı inançların adetleri diğer inanca karşı gelir. Mesela bir yerde şöyle diyor hatırladığım kadarıyla " Kur'an'a mı inanıyım İncil'e mi, biriniz Pazartesi oruç tut diyor, diğeri Salı. Biri sütte yıkan diyor diğeri yere yatıp yuvarlan diyor. Hangisini yapayım lütfen cevap ver." tarzında bir yakınma sergiliyor.

    Kafasının karışıklığı insanlarla olan ilişkilerine de yansıyor elbette. 


-Bu Tanrı'yı sen mi yaptın?
-Evet, kendi ellerimle.
-Anlamadım, sen mi Tanrı'yı yaptın yoksa Tanrı mı seni yaptı?
-Tabiî ki Tanrı bizleri yaptı. Biz sadece onun heykellerini yapıyoruz.
-Neden yapıyorsunuz heykellerini?
-Dua edip dertlerimizi anlatabilelim diye.
-Bu bir çeşit verici falan mı yoksa? Mesajlarımız Tanrı'ya nasıl gidiyor ki?
-Tanrı'nın vericiye ihtiyacı olmaz. Bizzat kendisi bizi duyar.
-Madem öyle, bunlara ne hâcet o zaman?
-Dükkânımı kapattırmak mı istiyorsun? Derdin ne senin?   

    O böyle tuhaf (bence mantıklı) sorular sorunca ona PK (PeeKay)demeye başlıyorlar. Ben PK'nın ne demek olduğunu bilmiyordum. Filmden sonra bir baktım neymiş diye. Hindistan'da çok içki içen, sarhoş kimselere deniyormuş. 

    Jaggu bu PK denilen adam tuhaf geldiği için ve ilgisini çektiği için onu takip etmeye, onunla konuşmaya başlar. Aynı zamanda da TV muhabiri olarak çalıştığı için bundan iyi bir haber çıkacağını düşünür. Bu şekilde dostlukları başlar. Tabii ilk başta uzaylı olduğuna inanmaz ama gelişen bazı olaylar karşısında artık inanmak zorunda kalır. 

    Bu din ve inanç olayı insanların ince noktaları olduğu için bundan yararlanmak isteyen dolandırıcılar da mevcut. İnsanların nasıl kandırıldığını da gün yüzüne çıkarıyor PK. 

    Her ne kadar ilk 1 saatte ne oluyor şu an demiş olsam da sonrasında çok büyük keyif alarak izlediğim ve PK'nın düşüncelerine genel olarak katıldığım bir filmdi benim için. Hatta ilk bir saat içerisindeyken bunun bu kadar neyini beğenmişler dedim ama bitince anladım neyini beğendiklerini :) İzlemenizi önerir miyim, öneririm. Hatta çok vaktiniz yoksa 2x hızda da izleyebilirsiniz. Ben bir yerden sonra öyle yaptım ve altyazıları da hiç kaçırmadım. 

    Puanlama kısmına gelecek olursak; 9/10

  Son olarak da en sevdiğim alıntıyı bırakıp diğer filme geçiyorum.

    -Sonuna kadar haklısın Tapasvi. Bir zamanlar yiyecek bir yemeğim yoktu. Kalacak bir evim yoktu. Durmadan ağlamıştım. Yanımda arkadaşlarım da yoktu. O zaman sahip olduğum tek bir şey vardı. Tanrı. Her gün daha iyi olacağımı, Tanrı'nın bir çıkar yol göstereceğini düşünüyordum. Kabul ediyorum, Tanrı inancı insana umut veriyor. Bir kere umudun olunca zorluklar gidiyor, acıya dayanma gücü geliyordu. Ama bir sorum olacak. Hangi Tanrı'ya inanacağız? Sürekli "Sadece bir Tanrı var. " diyorsun. Bense hayır diyorum. İki Tanrı var. Biri bizi yaratan, biri de sizlerin yarattığı. Bizi yaratan hakkında bir şey bilmiyorum ama sizin yarattığınız tıpkı sizin gibi. Küçük, yalancı, hastalıklı, boş vaatler veren, zenginlere öncelik tanıyan, fakirleri sırada bekleten, övgü aldığında mutlu olan, küçük şeylerle insanları korkutan... Doğru numara oldukça basit. Bizi yaratan Tanrı'ya inanın, O'na güvenin. Kendi yarattığınız sahte Tanrıları ise yok edin.

-Bizim bu duruma öylece sessiz kalacağımızı mı sanıyorsun? Biz Tanrımızı koruyacağız evlat.

-Siz mi koruyacaksınız? Bu gezegen o kadar küçük ki. Dışarıda daha büyük milyonlarca gezegen var. Sizse bu küçük gezegende, bu küçük şehirde, bu küçük odada oturup, bütün evreni yaratan Tanrı'yı korumak mı istiyorsunuz? O'nun korumanıza ihtiyacı yok. O kendisini koruyabilir...




DANGAL


    Mahavir Singh (Aamir Khan) gençliğinde güreş sporunda Hindistan birincisi olmuştur. Hayali hep Hindistan'a altın madalya kazandırmaktır. Ancak sporculara uygun şartlar hazırlanmadığından ve maddi destek verilmediğinden dolayı bu sporu bırakmak zorunda kalır. Kendisi ülkesine altın madalya kazandıramasa da oğlu olduğunda bu hayalini onunla gerçekleştirecektir. Ne yazık ki hayat ona 4 tane kız çocuğu vermiştir. 

    4 tane kız çocuğu olduğu zaman artık bu hayalinden vazgeçiyor Mahavir. Ancak bir gün kızları 2 erkek çocuğunu dövünce işler tekrardan değişiyor. Mahavir her sabah 5'te kalkıp kızlara spor ve antrenman yaptırıyor. O zamanlar Hindistan' da kız dediğin ev işi yapar, evlenir, çocuk doğurur anlayışı baskın olduğu için Geeta ve Babita hem okulda hem sokaklarda toplum tarafından dışlanıyorlar. Kumda antrenman yaparken saçları bitleniyor, babalarına karşı çıktıklarında ise babaları saçlarını kestiriyor. Yani kızlar ilk başlarda hiç istemiyorlar güreşçi olmak falan. Babalarına da çok kızıyorlar. Ancak ilk güreş maçında kazanamasa da ilk hamleden kaybetmediği için bu onları mutlu ediyor. Ardından daha sıkı bir çalışmayla olimpiyatlara hazırlanıyorlar. 

    Bu ilk maç için Mahavir'in çevreden gelen laflara karşı verdiği cevap ise gayet açık ve net.

 "Güreşmeye çıkmadan önce korkumuzu yenmememiz gerekir. En azından benim kızım korkusunu yendi." 

    Ben bu filmi de 2x hız da izledim. Hem de baştan sona. Bir şey kaçırmadım ve daha hızlı bitti. 

    İzlemek gerçekten de çok keyifliydi. Geeta'ya bir ara azıcık sinir oldum ama halloldu sonradan, sıkıntı yok. İki filmi izlerken de ağladım. Çok mu duygusaldı bilmiyorum ama dediğim gibi vücudum benden habersiz veriyor bazı kararları:) Yine de bence Dangal PK' ya göre duygusaldı da. 

    Dangal'ı izlerken fark ettiğim şeylerden birisi de uzun zamandır bir şeyler için bu kadar hırslanıp mücadele etmediğimdi. En azından fiziksel olarak. Bilmiyorum bir an o mücadele hissi çok tanıdık geldi ve özlediğimi hissettim. Belki de bu yüzden ağlamışımdır ama gerçekten neden ağladığımı bilmiyorum :D 

    Bu arada bu film gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanma. Dolayısıyla insan daha çok etkileniyor. Bu olay Türkiye'de yaşanmış olsa da çok gurur duyardım hatta daha çok duyardım ama Hindistan'da olmuş olması bu gurur hissini değiştirmedi. 

    Çok sevdiğim, önyargılarımı yıkmakta fazlasıyla etkisi olan çok güzel bir film. Benim bu filme puanım 10/10. Zaten çok bilindik bir film ama eğer hala izlemediyseniz izleyin bence.

    Yine son olarak filmden sevdiğim bir alıntıyı paylaşıp bu yorumu bitireceğim. 

"Boğulmakta olan bir insan için tek bir dal parçası bile umut olmaya yeter derler."   

 



    Siz bu filmleri izlediniz mi? İzlediyseniz siz ne düşünüyorsunuz bu filmler hakkında? Yorumlara beklerim ^^ 
    Bir de yazının en başında bir videodan bahsetmiştim. Dublajsızını bulamadım ama böyle daha da komik oluyorlar. O videoyu da buraya bırakıp kaçıyorum şimdilik. Yakında yine görüşmek üzere :) Hoşça kalıın! 








34 comments

  1. hint videosu çok komikmiş sahiden de :) hint dizilerinden alınmış olsa gerek sahneler, hint dizileri uzun ve bol dramlı, hint filmleri ise bol danslı boş şarkılı :) yeni hint dizileri ise farklı, kısa diziler, yani amazon ve netflix dizileri çünkü. pk ve dangal ikisini de izledim, ikisi de nefis yaa :) bajrangi bhaijaan adlı filmi de izlesene noluuur :) toz alırken neden ağladııın :) toz mu kaçtı gözüneeee :)

    YanıtlaSil
  2. Senin hatrina izlerim Deep :) Valla neden agladigimi ben de bilmiyorum. Herhalde dediğin gibi oldu :)

    YanıtlaSil
  3. İki filmi de izledim ve sevmiştim. Güzeller. Tanıtım yazıları da hoş olmuş, emeğine sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiim. Beğenmene sevindim. Yorum için de teşekkürler:)

      Sil
  4. Aamir Khan'ın her filmini izlediğimde iyi ki izlemişim diyorum. O kadar farklı konulara değiniyor ki. Filmler her ne kadar uzun saatler sürse de izlerken asla sıkmıyor. İki filmi de izledim. Bu ay ben de bir Aamir Khan filmi izledim. İsmi Fanaa. İzlemediyseniz mutlaka izleyin derim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ben de iyi ki ondan izlemişim filmleri üzüldüğüm bir ay olmasını istemedim. Vakit bulursam izlemeyi çok isterim. Teşekkürler:)

      Sil
  5. İkisi de güzel filmler. PK yi uzun zaman önce izlemiştim. Dangal ın son yarısını tv de rastlayınca izledim. Güzeldi. Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
  6. İkisini de çok severim :) Çok anlamlı ve izlemesi keyifli filmler.Cok güzel bir yazı olmuş emeğine sağlık :)

    YanıtlaSil
  7. Ben de Her Çocuk Özeldir'i ilk okulda izlemiştim. Gerçekten kilo mu almış?! Bir şeyler giymiştir herhalde diye düşünmüştüm ama bir yandan da bayağı gerçekçi gözüküyordu. Vay be! Evet keşke bu kadar uzun olmasalardı bu yüzden ×2de izledim:)

    YanıtlaSil
  8. Çok güzel filmlerden bahsetmişsin :) İki filmi de daha önce izlemiştim tam aile boyu filmler. pK çok sorgulatıcı bir filmdi repliklerinden bile belli oluyor :) Yazı için eline sağlık, sondaki video için de teşekkürler sayesinde gülerek ayrılıyorum yazıdan :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiim, gülmene azıcık da olsa bir etkim olduysa ne mutlu bana:D

      Sil
  9. PK benim listemde bayağıdır ama bir türlü izleyemedim, umarım yakın zamanda izlerim :) Dangal ise etkileyici bir yapıma benziyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kesinlikle kısa zamanda izlemelisiniz. Danyal da dediginiz gibi çok etkileyici. Ben bunun gibi gerçek hayat hikayelerinden uyarlanan dizi/filmleri de çok sever ve çok etkilenirim. Umarım izlediğinizde siz de çok seversiniz :)

      Sil
  10. haftasonu blogunu bloguma koymuştumduuuu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa.. Bu aralar bloglara pek bakamadım şimdi hemmeen gidiyorum bakmayaa😚

      Sil
  11. Selam uzun zamandır buralarda yoktum şimdi yeni bir blogla tekrar döndüm sizide takipteyim. Rica etsem bloguma göz atıp takip eder misiniz ? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz! Tabii ki bir bakarım. Ilgi alanıma hitap eden paylaşımlarınız varsa da seve seve takip ederim :)

      Sil
  12. Pk 'yı baya sevdim ama Dangal'ın tamamını izlemedim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer vaktin varsa izle bence. Ben dediğim gibi 2xde izledim ve çok da farketmedi. Umarım beğenirsin:)

      Sil
  13. İkisi de çoook iyi filmler ama PK'yı bence herkes ama herkes izlemeli. Emeğine sağlık^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim öncelikle: ) Kesinlikle aynı fikirdeyiz ikisi de çok güzel filmler ama PK daha güzel mesajlar içeriyor.

      Sil
  14. Hint filmlerini pek sevmem ama yazdığın iki film de çok güzel. Bu ülkenin filmleriyle tanışmak isteyenlere en önce bunları önerebilirsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok tercih etmem ama dediginiz gibi tanışmak için gayet güzel filmler. Fikir sahibi olmak isteyenlerin izleyebileceği kaliteli yapımlar. Yorumunuz için teşekkür ederim: )

      Sil
  15. Hint filmi deyince akla gelen iki yapım. Benim için fazla abartılmış iki film ayrıca. Hint filmleri pek tarzım değil ondan daolabilir

    YanıtlaSil
  16. Olabilir tabii. Dediğin gibi abartılmış olabilir biraz. Ama eğer abartıyorsam da Hint filmlerine karşı olan önyargımdan dolayı bana gayet de başarılı geldiği içindir. Yorumun için teşekkür ederiim:)

    YanıtlaSil
  17. Sondaki video çok iyi geldi :D PK'ı o kadar övdüler ki izlemek istemiyorum ama orda burda denk geldiğim sahneleri falan baya iyi. Ben de izleyeceğim bir gün. Dangal TV'de de verildiği için izleyici kitlesi daha geniştir, aramızda oradan takip edenler daha az olsa da. Gene Aamir Khan ve gene bol mesajlı filmler :) Güzel işlenmiş ama. Emeğine sağlık🎈

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Izledigin zaman senin yorumlarını da beklerim:)

      Sil
  18. iki film de güzel ama PK çok başka yaa onu arada bi tekrar izleyebilirim bile :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ikisi de güzeel! Ben çok izlediğim bir şeyi tekrar izleyemiyorum ama tekrardan izlenisidir muhtemelen^^

      Sil

Senin düşüncelerin de benim için önemli. Onları benimle paylaşmaya ne dersin :)

Sude

Popüler Yayınlar

Ağaç Ev Sohbetleri #230 "Geleneksel Kültürü Korumak Önemli Midir?"

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Umarım günleriniz verimli geçiyordur, hayatınızdan memnun olduğunuz zamanlar geçirebiliyorsunuzdur.     Sevgili DeepTone tarafından düzenlenen Ağaç Ev Sohbetleri'nde bu haftanın konusu;       "Geleneksel kültürü korumak önemli midir?"      Ben geleneksel kültürü korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu dediğim elbette ki hep eskide kalmak  demek değil. Dünyayı, gündemi, yenilikleri takip edeceğiz ancak tamamen Batılılaşma, modernleşme adı altında da kendi özümüzü terk etmeyeceğiz demek istiyorum.      Geçenlerde okuduğum bir kitaptan örnek vermek istiyorum. Kitabın yazımı çok iyiydi ancak sanki çeviri kitap okuyormuş gibi hissettim. Şimdi bu kötü bir şey mi yoksa bir başarı mı? Evet, bence bu bir başarı. Ama şahsi düşüncem olarak ben yerli bir kitap okuyorsam bunu hissetmek isterim. Kitabı okurken sanki Amerika'nın bu üniversite temalı filmlerinden izliyormuşum gibi hissettim. Dediğim gibi bu bir başarıdır. Ancak g

BCP- Ocak| Scrubs Dizi Yorumu

        Selam! Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?     Geçen sene yoğunluktan dolayı BCP'ye katılmamayı tercih etmiştim. Tabii ki hayatım hala yoğun bir şekilde geçiyor ancak bu sene yoğunluklarımın hobilerimin önüne geçmesine izin vermek istemiyorum.(Ne kadar çok "yoğun" dedim de mi?) Yeni yıl kararı:)     Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve temaya uygun kitap, dizi ya da film izleyip yorumluyoruz.      Ocak ayının teması; komedi, mizah ve müzik idi. Ben bu ay izlediğim bir diziden bahsetmek istiyorum. Bir komedi dizisi olarak karşımıza çıkıyor. Yer yer müzik temasını da kaplıyor.     SCRUBS Tür: Komedi Proje Tasarımcısı: Bill Lawrence Başrol Oyuncuları: Zach Braff, Sarah Chalke, Donald Faison, Judy Reyes, John C. McGinley, Ken Jenkins, Neil Flynn. Ülke: ABD Bölüm Sayısı: 182 Gösterim Süresi: 21 dakika Yayın Tarihi: 2 Ekim 2001- 17 Mart 2010    J.D ve Turk çocuk arkadaşlarıdır. Tüm okullara beraber giderler. Tıp fakültesine bile. Ok

BCP-Mayıs| Ejderhanın Kızı Kitap Yorumu

      Selam. Umarım iyisinizdir. Biraz gecikmiş bir yayınla geldim bugün. En azından gelebildim.      Mayıs ayı temalarımız; dram, tarihi, gotik ve İrlanda idi.      Ben tarihi bir kurgu olan Ejderhanın Kızı kitabını seçtim.      Ana karakterimiz III. Vlad. Nam-ı diğer Kazıklı Voyvoda veya Vlad Dracul. Kendisi çocukluğunu Fatih Sultan Mehmet Hazretleriyle beraber geçiren, onunla eğitim alan, büyüyen bir kişi. Aslında Eflak Voyvodası'nın da oğlu. Ancak Eflak ve Osmanlı arasında yapılan bir anlaşmadan dolayı Vlad ve kardeşi Radu Osmanlı'ya esir veriliyor. II. Murat onları da kendi oğlundan ayırmıyor ve II. Mehmet'le beraber eğitim alıyorlar. Çok iyi arkadaş oluyorlar hatta öyle ki Vlad ve Şehzade Mehmet kan kardeşi oluyorlar.       II. Mehmet tahta geçtikten sonra çok güvendiği arkadaşı III. Vlad'ı Eflak Voyvodası ilan ediyor. Vlad da gerçekten orayı güzel idare ediyor, Osmanlı ile ilişkileri iyi oluyor. Ancak bir süre sonra Vlad'ın ihanet haberi İstanbul'a ulaşıy