Öne Çıkan Yayın

Evin İçine Yağan Kar

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuuz? Günleriniz nasıl geçiyor, nelerle meşgulsünüz? Tatil planınız var mı ya da memlekete mi gittiniz? N'aptınız n'ettiniz gelin biraz sohbet edelim.      Bana soracak olursanız çok şükür ben de iyiyim. Yuvarlanıp gidiyoruz işte:) Evde olmaktan son derece memnunum. Umarım şehir dışına çıkmak gibi bir şey yapmayız. Şu an öyle bir düşüncemiz var gibi durmuyor ancak pek belli de olmuyor bazen bir anda baş gösteriveriyor.      Dün akşam odamda kendi kendime takılıyordum. Blogda bazı değişiklikler yapmak istiyordum onunla alakalı bir şeylere baktım, denedim derken istediğim resmi yapay zekaya da yaptırabileceğimi fark ettim ve küçük bir paragrafla komut verdim. Hatırladığım kadarıyla şöyle yazmıştım: " Sallanan sandalyesinde çayını içerken diğer eliyle gözlüğünü düzelten kız kitap okuyor." tarzında bir cümleydi. Ve işte çıkan ilk tasarımlar...     Çok istediğim sonucu alamamıştım açıkçası. Çok soluk gelmişti. Kız derken bir k

İçimden Gelenler- 1

 

Yavaş yavaş bir şeylerin sonuna geliyorum. Bu sene hem güzel hem de kötü geçti her senede olduğu gibi. Kötü kısım daha yoğunluktaydı benim için. Ben olmayan biri gibi olduğum bir seneydi. Belki olan onca şeye karşı vücudumun koruma mekanizması bu şekildeydi. Hoş, korudu mu yoksa iyice içine mi sürükledi orası tartışılır. 
Daha önce hiç kimsede, hiçbir yerde görmediğim olaylara, karakterlere şahit oldum. Ne yapacağımı şaşırdım. Hep en doğrusunu yaptım mı bilmiyorum. En doğrusu neydi onu da bilmiyorum. Ne olursa olsun yine de vicdanım rahat. Ben elimden gelen her şeyi yaptım. Kırılmış da olsam, karşı taraftan hiçbir adım gelmese de. 
Bu sene öğrendiğim şeyler de beni çok üzdü. İnandığım ve doğruluğuna epey güvendiğim birkaç mottom vardı. "Herkesi sevmek zorunda değilsin ama saygı duymak zorundasın" ya da "Konuşarak her şeyi  halledebiliriz" gibi. Öğrendim ki konuşarak her şey hallolmuyormuş. Kiminle konuştuğunun önemi pek bir büyükmüş. Yıkıldım tabi bunu anladığımda. Tüm hayatım boyunca bunu savunmuştum ve bu tür olayları olan insanlara kızarak konuşmaları gerektiğini söylemiştim. Olmaz demişlerdi de daha çok sinirlenmiştim. Insanlar konuşa konuşaydı sonuçta. Gerçi şu an insanlık ne alemde bilemeyeceğim. 
Demiştim ya bu sene ben gibi değildim. Sanki bir başka insan olup çıkmıştım. Meydana gelen olaylara karşı Sude'nin vereceği tepkileri vermiyordum. Güçsüzleşmiştim sanki. Hep bir depresyon havasındaydım. Hep sanki bu işin içinden çıkılmaz moodundaydim. Ve bu insanı çok daha yoruyor. 
İnsanı yoran şeylerden birisi de bence  insan idare etmekti. Ama geçen hafta şunu fark ettim. Aslında zor olan şey insan idare etmek değil, kendi duygularımı idare etmekmiş. Üzülüyordum, kırılıyordum... Bu duyguları yaşayıp tekrardan başlamam gerekiyordu. Ama o duyguları yaşamaya zamanım bile yoktu. Motivasyonumu sağlamak zorundaydım. Ders çalışmak zorundaydım. Biliyordum ki şu an ders çalışmak yerine üzülürsem ve o sınav güzel geçmezse kendimi affetmem çok zor olurdu. Hep bir suçluluk ve pişmanlık içerisinde olurdum. Kendi hayallerimi kendi ellerimle söküp atmış olurdum. 
Duygularımı, hislerimi görmezden gelmek zordu ama bunu başardığım için mutluyum. Ve kendimle gurur duyuyorum. Her türlü saçmalığa karşı zor da olsa, çok zor da olsa senenin sonunu iyi getirdim. Sınavım çok güzel geçti. 
Bu sene zorlanan tek insan ben değildim tabii. Psikolojisi allak bullak olmuş bir sürü insan vardı. İnsanların üzülmelerine hiç dayanamam, hemen giderim yanlarına. Ya da onlar benim yanıma gelirler, müsaitsen konuşabilir miyiz diye. Bir insana iyi gelmek, onu mutlu etmek, bunu hissetmek çok güzel duygular. Bir işe yaradığımı gördüğümde de çok mutlu oluyordum. Sen insanların derdine bul bi' çare ama kendin kal ortada. Terzi kendi söküğünü dikemezmiş ya. Belki de dikmek istemediğimden, bilmem.
Kendi dertlerim varken  başkalarının da dertleriyle dertlenmek zor bir şeydi tabii. Ama dedim ya eğer o insan en son sana çok teşekkür ediyorsa, mutluysa bu beni aşırı iyi hissettiriyordu. 
Bu katlanılmaz olaylar olurken elbette tek başıma değildim. Öyle olmuş olsaydı nasıl olurdu bilemiyorum. Bu kötü sene bana çok güzel bir arkadaş tayfası verdi. Yüreği çok güzel olan, birbirimize çok benzediğimiz, kendime örnek aldığım bir abla verdi. İşte onlarla geldi bu senenin sonu. 
Şimdi ise bazı şeylere karşı ayrılık vakti. Ayrılıklar üzücüdür, kırıcıdır. Bilemezsin acaba bu dostluğun devamı gelir mi yoksa gözden ırak olan gönülden de ırak olur mu. 
Artık yeni başlangıçların zamanı. Yepyeni bir sayfanın, enerjik ve olduğu gibi olan bir Sude olmanın zamanı. 
Hüzünle karışık bir mutluluk, heyecan var bende şu an. Bir şeyler bitiyor, sona geliyorum. Hâlbuki o son için yıllardır hayal kuruyorum. Hayallerimin gerçekleşmesi de süper bir his tabii. 
Bu son yeni bir hayalin başlangıcı olacak. Yeni bir heyecan kaplayacak bedenimi. Şimdiden kaplıyor da zaten. 
Umudum şu yöndeki; Her şey çok güzel olacak...

9 comments

  1. Düşüncelerini samimi şekilde aktarmışsın ne güzel. Bence sadece pandemi sürecinden değil her geçen onlarca yılda insanlık daha kötüye gidiyor. Örnek alınan, özenilen şeyler çok değişti. Tepkimizi de içimize atar olduk yavaş yavaş. Yine hayaller hep var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya insanların özledikleri şeyler. Bununla çok alakası var kesinlikle. Hayallerim de olmasa harbiden...

      Sil
  2. evet evet olacak her şey güzel tabisi, hiç endişen olmasın, anladım okulda seni üzenler olmuş napalım oldu geçti artık, bak iyi arkadaşların da olmuş, bi ablan da :) hayat dönem dönem işte :) sınav hadi hayırlısı, iyi geçmiş madem, inşallah dileklerin gerçekleşir, üni ye de başlarsın, olmazsa da üzülme bir daaki sefere olur ki, hayat güzel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dileklerin için teşekkür ederim, çok mutlu oldum, çok iyi hissettim kendimi. Yks değil girdiğim sınav, o seneye inşallah . O da çok gergiin:)

      Sil
    2. hangi sınava girdin kiiii :)

      Sil
    3. Çok önemli değil ya, pek bahsetmek istemediğim konular, üzgünüm 😔 ilgin icin tesekkur ederim <3

      Sil
  3. vermeyi çok sevmem ama ufak bir spoiler sana hayat hakkında, aslında zaman çok yeni şey öğretecek, pek çok bildiklerini unutturacak, biliyorum sandıkların hakkında bir fikrin olmadığını gösterecek sana, ama yine güzel yanı her sene yeni bir sen her yaşında başka bir öğrenecek şey bulabilirsin yeter ki değişime açık ol. VE hayal kırıklıkları yıldırmasın seni, yeni hayaller kurmak için fırsat olarak görebilirsin eskiyenleri :D sevgiyle ve sağlıkla kal…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aldığım en güzel spoilerdı:) Bu değerli yorum için çok tesekkur edererim<3

      Sil

Senin düşüncelerin de benim için önemli. Onları benimle paylaşmaya ne dersin :)

Sude

Popüler Yayınlar

Ağaç Ev Sohbetleri #230 "Geleneksel Kültürü Korumak Önemli Midir?"

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Umarım günleriniz verimli geçiyordur, hayatınızdan memnun olduğunuz zamanlar geçirebiliyorsunuzdur.     Sevgili DeepTone tarafından düzenlenen Ağaç Ev Sohbetleri'nde bu haftanın konusu;       "Geleneksel kültürü korumak önemli midir?"      Ben geleneksel kültürü korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu dediğim elbette ki hep eskide kalmak  demek değil. Dünyayı, gündemi, yenilikleri takip edeceğiz ancak tamamen Batılılaşma, modernleşme adı altında da kendi özümüzü terk etmeyeceğiz demek istiyorum.      Geçenlerde okuduğum bir kitaptan örnek vermek istiyorum. Kitabın yazımı çok iyiydi ancak sanki çeviri kitap okuyormuş gibi hissettim. Şimdi bu kötü bir şey mi yoksa bir başarı mı? Evet, bence bu bir başarı. Ama şahsi düşüncem olarak ben yerli bir kitap okuyorsam bunu hissetmek isterim. Kitabı okurken sanki Amerika'nın bu üniversite temalı filmlerinden izliyormuşum gibi hissettim. Dediğim gibi bu bir başarıdır. Ancak g

BCP- Ocak| Scrubs Dizi Yorumu

        Selam! Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?     Geçen sene yoğunluktan dolayı BCP'ye katılmamayı tercih etmiştim. Tabii ki hayatım hala yoğun bir şekilde geçiyor ancak bu sene yoğunluklarımın hobilerimin önüne geçmesine izin vermek istemiyorum.(Ne kadar çok "yoğun" dedim de mi?) Yeni yıl kararı:)     Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve temaya uygun kitap, dizi ya da film izleyip yorumluyoruz.      Ocak ayının teması; komedi, mizah ve müzik idi. Ben bu ay izlediğim bir diziden bahsetmek istiyorum. Bir komedi dizisi olarak karşımıza çıkıyor. Yer yer müzik temasını da kaplıyor.     SCRUBS Tür: Komedi Proje Tasarımcısı: Bill Lawrence Başrol Oyuncuları: Zach Braff, Sarah Chalke, Donald Faison, Judy Reyes, John C. McGinley, Ken Jenkins, Neil Flynn. Ülke: ABD Bölüm Sayısı: 182 Gösterim Süresi: 21 dakika Yayın Tarihi: 2 Ekim 2001- 17 Mart 2010    J.D ve Turk çocuk arkadaşlarıdır. Tüm okullara beraber giderler. Tıp fakültesine bile. Ok

BCP-Mayıs| Ejderhanın Kızı Kitap Yorumu

      Selam. Umarım iyisinizdir. Biraz gecikmiş bir yayınla geldim bugün. En azından gelebildim.      Mayıs ayı temalarımız; dram, tarihi, gotik ve İrlanda idi.      Ben tarihi bir kurgu olan Ejderhanın Kızı kitabını seçtim.      Ana karakterimiz III. Vlad. Nam-ı diğer Kazıklı Voyvoda veya Vlad Dracul. Kendisi çocukluğunu Fatih Sultan Mehmet Hazretleriyle beraber geçiren, onunla eğitim alan, büyüyen bir kişi. Aslında Eflak Voyvodası'nın da oğlu. Ancak Eflak ve Osmanlı arasında yapılan bir anlaşmadan dolayı Vlad ve kardeşi Radu Osmanlı'ya esir veriliyor. II. Murat onları da kendi oğlundan ayırmıyor ve II. Mehmet'le beraber eğitim alıyorlar. Çok iyi arkadaş oluyorlar hatta öyle ki Vlad ve Şehzade Mehmet kan kardeşi oluyorlar.       II. Mehmet tahta geçtikten sonra çok güvendiği arkadaşı III. Vlad'ı Eflak Voyvodası ilan ediyor. Vlad da gerçekten orayı güzel idare ediyor, Osmanlı ile ilişkileri iyi oluyor. Ancak bir süre sonra Vlad'ın ihanet haberi İstanbul'a ulaşıy