Öne Çıkan Yayın

Evin İçine Yağan Kar

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuuz? Günleriniz nasıl geçiyor, nelerle meşgulsünüz? Tatil planınız var mı ya da memlekete mi gittiniz? N'aptınız n'ettiniz gelin biraz sohbet edelim.      Bana soracak olursanız çok şükür ben de iyiyim. Yuvarlanıp gidiyoruz işte:) Evde olmaktan son derece memnunum. Umarım şehir dışına çıkmak gibi bir şey yapmayız. Şu an öyle bir düşüncemiz var gibi durmuyor ancak pek belli de olmuyor bazen bir anda baş gösteriveriyor.      Dün akşam odamda kendi kendime takılıyordum. Blogda bazı değişiklikler yapmak istiyordum onunla alakalı bir şeylere baktım, denedim derken istediğim resmi yapay zekaya da yaptırabileceğimi fark ettim ve küçük bir paragrafla komut verdim. Hatırladığım kadarıyla şöyle yazmıştım: " Sallanan sandalyesinde çayını içerken diğer eliyle gözlüğünü düzelten kız kitap okuyor." tarzında bir cümleydi. Ve işte çıkan ilk tasarımlar...     Çok istediğim sonucu alamamıştım açıkçası. Çok soluk gelmişti. Kız derken bir k

Haziran Ayı İzlediklerim

 

    Herkese tekrardan selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuuz? Haziran Ayı okuduklarımın ardından izlediklerimi de paylaşmaya geldim. Bugün birazcık Haziran dolu bir gün olacak ama aradan çıkmış olacak aynı zamanda da. Bu güzel bir şey kesinlikle:) 

    Önceliği dizilere vermek isterim. Çok kaliteli yapımlar izlediğimi düşünüyorum şahsen. Buyurun geçeliim! 

        Diziler

    1) Loki 

    Yani bunu nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Eğer Marvel evrenini az çok biliyorsanız Loki karakterini görmüş olma ihtimaliniz çok yüksek. O karakterle alakalı bir dizi.

    Marvel bu yıl bazı karakterler için mini dizi çıkardı. Hepsini de büyük bir keyifle izledim; Wanda and Vision, Captain America and Winter Soldier gibi. Ama Loki büyük bir hevesle ve sabırsızlıkla beklediğimdi. Yine bunu da çok sevdim tabii ama çok büyük bir beklentiye girdiğimden sanırım yeteri kadar tatmin etmedi beni. 

    Her ne kadar kötü bir karakter olsa da Loki'yi izlemek çok keyif veriyor bana. Dizi de çok güzeldi fakat hoşuma gitmeyen minik bir ayrıntı var. 2 ya da 3 olması lazım o bölümden sonra sanki dizi Loki'nin değil de Sylvia'nın dizisi olmuş gibi geldi. O kadar ay hevesle bekledikten sonra ilgimi Loki'ye vermek isterdim Sylvia'ya değil. 

    Tabii ne olursa olsun çoğu (hatta tüm sanırım) Marvel işleri gibi bu da çok kaliteli, izlemesi gayet keyifli bir yapımdı. Puanım 8/10. Bu puanı vermek beni biraz üzdü şu an. Çok düşük değil ama daha da iyi olmasını isterdim. 


    2) Back Street Girls Gokudolls (anime)

    Üç Yakuza üyesi, büyük bir başarısızlığın bedelini ödemek için cinsiyetlerini değiştirmeye, bir kız grubu kurmaya ve yeraltı J-Pop idol ortamına girmeye zorlanır. (Netflix)

    Gördüğüm bir öneriyle izlediğim, izlerken de gülerek ve keyifle izlediğim bir animeydi. Kafa dağıtmak için bire bir. İzlemediyseniz, kesin izleyin. 

    Ben bu animeye 9/10 verdim. 


    3) Mr. Queen 

    Günümüzde çok yetenekli bir aşçı olan Bong-Hwan'ın başına gelenlerden sonra yüksek bir binanın balkonundan düşmesi ve uyandığında kendini Joseon döneminde bir kadının bedeninde bulması ile başlıyor. 200 yıl önce yaşayan bir kraliçenin bedenine hapsolan bir erkek ve çevresindeki saray entrikalarını anlatan tarihi aynı zamanda da bir komedi dizisi. 

    Nereden başlasam ne desem. Uzun zamandır izlediğim en ama en iyi diziydi. Zaten son zamanlarda pek de bir dizi izleme şansım olmadı ama iyi ki o şansı bu diziye vermişim. Vermesem çok büyük ayıp olurdu birkaç blogda da görmüştüm çünkü. 

    Tarihi şeyler çok ilgimi çeker ama bunu sıkıcı bir şekilde değil de eğlenerek yapmak çok daha hoşuma gider. Bu yüzden tam benlik bir diziydi arkadaşlar. Ama sadece benlik olduğunu düşünmüyorum, herkes izlemeli. 

    Saraydaki entrikalar demiştik yukarılarda bir yerlerde onlardan bahsedeyim azıcık. Sinirden kudurdum resmen. Böyle şeylere valla çok sinirleniyorum. Kraliçemizde bazen o kadar saf davranıyor ki kendimi kesecektim yani. Özellikle de kraliyet cariyesi Jo Hwa Jin' e karşı. Kız ona kötü davranıyor bu da hala ona sevimli sevimli davranıyor. Erkek olunca özünde böyle oluyor işte n'aparsın. 

    Kral rolünde olan, baş karakterimizi canlandıran oyuncumuz Kim Jung Hyun'u, daha önce de School 2017 dizisinde görmüştük. Ve ben School 2017'yi izledikten sonra orada oynadığı karaktere resmen aşık olmuştum :) X de X diye gezip duruyordum ortada :) Kendime X hırkası alacağım falan demiştim ve almıştım da hatta :) Düz siyah kapüşonlü hırka yani :) 

    Son olarak da spoilerlı bir yorum geliyor şu anda. İzlemeyi düşünüyorsanız okumayın isterseniz. En sonda kraliçenin bedenine hapsolan erkek aşçının ruhu kendi bedenine dönüyor ya. E Kral bu kraliçeye değil ruhu erkek olana aşık olmuştu ne olacak şimdi. Ben bunu aşırı merak ediyorum ama 2.sezon olmayacak sanırım. Olsa da nasıl olur onu da pek bilemiyorum tabii. Bu kadar, bu minik bir iç dökmeydi. İzleyenlerden de bu konudaki görüşlerini bekliyorum. 

    İzlerken birbirinden farklı duyguları yaşadığım bu diziye puanım tabii ki 10/10. Lütfen izlemeyenler siz de izleyin. 20 bölümcük zaten 2 günde bitiyor valla. 


    Böylelikle de dizi kısmını geride bırakmış oluyoruz. Geldik şimdi izlediğim filmlere. 

        Filmler 

    1,2) The Princess Diaries 1 ve 2 

    Mia, San Fransisco'da annesiyle birlikte yaşayan 15 yaşında, sıradan bir kız çocuğudur. Burada yaşadığı gösterişsiz ve basmakalıp hayat başka bir yerde yaşayan babasının ölümüyle yıkıma uğrar. Ancak bu ölüm sonrasında ortaya çıkan durum oldukça sıradışıdır. Mia Genovia isimli küçük bir Avrupa ülkesinin prensesidir ve bu ülkeye taşınması gerekir. Genovia'ya gittiğinde orada kendisini bekleyen büyükannesi bu gösterişsiz kızı prensese çevirebilmek için elinden geleni yapacaktır. (beyazperde)

    Üzerinde çok konuşulması gereken bir film olduğunu sanmıyorum. Kraliyet filmleri, dizileri vs. her şey çok hoşuma gider. Bu yüzden izlemiştim. 

    İzlerken keyif de aldım ama aşırı abartılacak bir film değil bence. Her ikisine de puanım 8/10.


    3) Catch Me If You Can 

    BCP kapsamında izlediğim bir filmdi her ne kadar Haziran ayının konusuna uymadığını düşünsem de. Haziran'ın konusuyla pek bağdaşmasa da gayet kaliteli bir yapımdı. Bu film hakkında düşündüklerimi buraya tıklayarak görebilirsiniz. Puanım 10/10.

      

    Eveet Haziran Ayı izlediklerim de bu kadardı. Sizin izledikleriniz var mı, izlediğim şeyleri nasıl buldunuz?

    Çok yakında tekrardan görüşmek üzere, hoşça kalıın <3

6 comments

  1. Animeyi merak ettim, ilginçmiş. :) Merhabalar. Queen de aklımda ama ne zaman izlerim bilmiyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ikisi de çok eğlenceli, çok keyifliler. Uygun bir zaman bulur bulmaz izlemeni tavsiye ederim :)

      Sil
  2. loki, izlicem ben de, winter soldier da izlemedim daha, marvel hiç kaçırılmaz evet ama zaten süper diziler olmuyorlar, ama işte eğlenceli ve görsellik iyi oluyor :) ay şeyi izle yaa kaçırma, izlemediysen, cruella :) ha haa, back stret girls, ne hoş konu öyle, izlerim tabii :) mr. queen oley yaa en sevdiklerimden :) princess diaries, kaç defa izledim yaa çok severim, ya izlemediysen ay prensesi ni izlesenee :) çatch me if you caan evet evet izledum :) okur kalın hihihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cruella'yı da çok görüyorum bu aralar, aklımda izlicem ilk fırsatta. Ay prensesi izlemedim, onu da izleyim. Kraliyet temalı şeyler çok ilgimi çeker. Öneri için teşekkür ediyoruum:)

      Sil
  3. Back Street Girls: Gokudolls animesini merak ettim kurgusu ilginç görünüyor :) Mr. Queen dizisi de bayağı izlenmelik, öneriler için teşekkürler :)

    YanıtlaSil

Senin düşüncelerin de benim için önemli. Onları benimle paylaşmaya ne dersin :)

Sude

Popüler Yayınlar

Ağaç Ev Sohbetleri #230 "Geleneksel Kültürü Korumak Önemli Midir?"

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Umarım günleriniz verimli geçiyordur, hayatınızdan memnun olduğunuz zamanlar geçirebiliyorsunuzdur.     Sevgili DeepTone tarafından düzenlenen Ağaç Ev Sohbetleri'nde bu haftanın konusu;       "Geleneksel kültürü korumak önemli midir?"      Ben geleneksel kültürü korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu dediğim elbette ki hep eskide kalmak  demek değil. Dünyayı, gündemi, yenilikleri takip edeceğiz ancak tamamen Batılılaşma, modernleşme adı altında da kendi özümüzü terk etmeyeceğiz demek istiyorum.      Geçenlerde okuduğum bir kitaptan örnek vermek istiyorum. Kitabın yazımı çok iyiydi ancak sanki çeviri kitap okuyormuş gibi hissettim. Şimdi bu kötü bir şey mi yoksa bir başarı mı? Evet, bence bu bir başarı. Ama şahsi düşüncem olarak ben yerli bir kitap okuyorsam bunu hissetmek isterim. Kitabı okurken sanki Amerika'nın bu üniversite temalı filmlerinden izliyormuşum gibi hissettim. Dediğim gibi bu bir başarıdır. Ancak g

BCP- Ocak| Scrubs Dizi Yorumu

        Selam! Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?     Geçen sene yoğunluktan dolayı BCP'ye katılmamayı tercih etmiştim. Tabii ki hayatım hala yoğun bir şekilde geçiyor ancak bu sene yoğunluklarımın hobilerimin önüne geçmesine izin vermek istemiyorum.(Ne kadar çok "yoğun" dedim de mi?) Yeni yıl kararı:)     Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve temaya uygun kitap, dizi ya da film izleyip yorumluyoruz.      Ocak ayının teması; komedi, mizah ve müzik idi. Ben bu ay izlediğim bir diziden bahsetmek istiyorum. Bir komedi dizisi olarak karşımıza çıkıyor. Yer yer müzik temasını da kaplıyor.     SCRUBS Tür: Komedi Proje Tasarımcısı: Bill Lawrence Başrol Oyuncuları: Zach Braff, Sarah Chalke, Donald Faison, Judy Reyes, John C. McGinley, Ken Jenkins, Neil Flynn. Ülke: ABD Bölüm Sayısı: 182 Gösterim Süresi: 21 dakika Yayın Tarihi: 2 Ekim 2001- 17 Mart 2010    J.D ve Turk çocuk arkadaşlarıdır. Tüm okullara beraber giderler. Tıp fakültesine bile. Ok

BCP-Mayıs| Ejderhanın Kızı Kitap Yorumu

      Selam. Umarım iyisinizdir. Biraz gecikmiş bir yayınla geldim bugün. En azından gelebildim.      Mayıs ayı temalarımız; dram, tarihi, gotik ve İrlanda idi.      Ben tarihi bir kurgu olan Ejderhanın Kızı kitabını seçtim.      Ana karakterimiz III. Vlad. Nam-ı diğer Kazıklı Voyvoda veya Vlad Dracul. Kendisi çocukluğunu Fatih Sultan Mehmet Hazretleriyle beraber geçiren, onunla eğitim alan, büyüyen bir kişi. Aslında Eflak Voyvodası'nın da oğlu. Ancak Eflak ve Osmanlı arasında yapılan bir anlaşmadan dolayı Vlad ve kardeşi Radu Osmanlı'ya esir veriliyor. II. Murat onları da kendi oğlundan ayırmıyor ve II. Mehmet'le beraber eğitim alıyorlar. Çok iyi arkadaş oluyorlar hatta öyle ki Vlad ve Şehzade Mehmet kan kardeşi oluyorlar.       II. Mehmet tahta geçtikten sonra çok güvendiği arkadaşı III. Vlad'ı Eflak Voyvodası ilan ediyor. Vlad da gerçekten orayı güzel idare ediyor, Osmanlı ile ilişkileri iyi oluyor. Ancak bir süre sonra Vlad'ın ihanet haberi İstanbul'a ulaşıy