Öne Çıkan Yayın

Evin İçine Yağan Kar

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuuz? Günleriniz nasıl geçiyor, nelerle meşgulsünüz? Tatil planınız var mı ya da memlekete mi gittiniz? N'aptınız n'ettiniz gelin biraz sohbet edelim.      Bana soracak olursanız çok şükür ben de iyiyim. Yuvarlanıp gidiyoruz işte:) Evde olmaktan son derece memnunum. Umarım şehir dışına çıkmak gibi bir şey yapmayız. Şu an öyle bir düşüncemiz var gibi durmuyor ancak pek belli de olmuyor bazen bir anda baş gösteriveriyor.      Dün akşam odamda kendi kendime takılıyordum. Blogda bazı değişiklikler yapmak istiyordum onunla alakalı bir şeylere baktım, denedim derken istediğim resmi yapay zekaya da yaptırabileceğimi fark ettim ve küçük bir paragrafla komut verdim. Hatırladığım kadarıyla şöyle yazmıştım: " Sallanan sandalyesinde çayını içerken diğer eliyle gözlüğünü düzelten kız kitap okuyor." tarzında bir cümleydi. Ve işte çıkan ilk tasarımlar...     Çok istediğim sonucu alamamıştım açıkçası. Çok soluk gelmişti. Kız derken bir k

Ağaç Ev Sohbetleri 212

Herkese selam! Sonunda ben de bir Ağaç Ev Sohbeti yazıyorum, heyecanlandım:)
Her Pazartesi bir sohbet konusu bulunuyor ve herkes istediği gibi yazıyor. Isteyen herkes yazabilir, konu da verebilir. 
Bu haftanın konusu sevgili Deeptone'dan geldi. 
"Değişimler, yeni deneyimler mi aynı hayat aynı alışkanlıklar mı?"
Soruyu ilk gördüğümde verdiğim cevap değişimler, yenilikler demek oldu. Aslına bakarsanız daha çok her şeye hakim olmayı seven, bildiğim gibi, alıştığım gibi yaşamayı seven biriyim. Ama yıllar içinde hayat beni o kadar değişime sürükledi ki her yıl farklı yerde farklı insanlarla birlikte oldum. Insan alıştığı yerden, kişilerden, şeylerden ayrılırken daha doğrusu tam olarak bilemediği bir yere giderken, bir şeye başlarken biraz geriliyor, korkuyor. Bilinmezlik korkutuyor insanı. Kendimizi böyle şeylere hiç sokmak istemeyebiliyoruz. Şu an sahip olduğum şeylerde de zorluklar olabilir ama ya bu girdiğim yol daha zorsa diye düşünmeden edemiyoruz. Ve şunu gördüm; gerçekten de hep daha zor oldu😅 Daha ne kadar kötü olabilir derken hep daha kötüsü oldu. Fakat şöyle bir şey de vardı; bir yerde kötü şeyler varsa yine oralarda bir yerlerde iyi şeyler de var oluyordu. 
Değişimlerin bana kattığı, ben olmamı sağladığı, kendimi bulduğum, değiştirdiğim çok fazla yanı var. Hem kendime kattığım özellikler açısından hem de hayatıma giren çıkan insanlar açısından çok geliştiğimi düşünüyorum. Hayatta farklılıklar gördükçe başımıza gelenlerin de aslında ne kadar başka olmadığını, normal olduğunu öğrendim. 
Daha açık sözlü, daha özgüvenli birisi oldum. Iletişim becerilerimi daha fazla geliştirdiğimi düşünüyorum. 
Kendimi tanımamda çok yardımcı oldu ve hala olmaya da devam ediyor. 
Artık eskisi kadar korkmuyorum. Bir şekilde olur diye düşünüyorum ama bu yine de hala gerilmedigim manasına elbette ki gelmiyor:) 
Bir yandan rutinler de çok güven veriyor insana. Neyin olup olmayacağı belli az çok. Çok severim böyle plan program yapıp ona göre yaşamayı. Her şeyin belli bir günü belli bir saati vardır. Planlarıma göre gitmeyince çok sinir olur bırakıveririm. Yine değişim konusuna geri dönecek olursak öğrendiğim diğer bir şey ise hayat maalesef her zaman hatta çoğu zaman bizim planladığımız gibi gitmez. Dolayısıyla artık yaptığım planlar bozulunca tamamen pes de etmiyorum. Ama hala çok sinir oluyorum. Onu da aşarım inşallah bir gün:) 
Bazen her gün aynı şeyleri yaptığımızda artık çok sıkıcı bir hale de gelebiliyor. Sanki sürekli aynı kaseti oynatıp duruyormuşuz gibi bir hissiyat verebiliyor. Tabii yaptığımız bu süreklilikler hep hoşumuza giden, bize zevk veren, keyifle yaptığımız şeylerse o zaman o kadar da sıkıcı hissetmiyoruz. Dönüp dönüp sevdiğimiz şeyleri yapmaktan mutlu oluyoruz. 
Şimdi soruya geri dönüp baktığımızda ikisine de ihtiyacımızın olduğunu söyleyebilirim. Duruma göre değişir. Ama genelde duruma ilk bakışımızda değişimlerin bize getirebileceği iyi yönleri değil kötü taraflarını görürüz. Bu yüzden çoğumuz değişiklik istesek de pek cesaret edemeyebiliyoruz. Yani duruma göre değişir demeyeyim de değişimler ve alışkanlıklarımızın dengelendiği, geçirebileceğimiz en verimli hayat olsun inşallah:)) 
Soruyu yanıtlarken değişimci tarafım ağır basıyor -bana kattığı iyi şeyler aklıma geldiği için- ama bir yandan yaşadığım zorlukları da hatırlayınca tamamen değişiklik iyidir de diyemiyorum... :)


5 comments

  1. Ben de değişimden yanayım, cocukken misafirlikte önümde duran ekmek sepetinden ekmek alamazdım çok çekingendim fakat değişe değişe bu konuları çoktan aştım, hatta yüksekouklda 4-5 ay yanında kaldığım akrabamla yıllar sonra karşılaştığımda, sen benim yanımda kalan özlem değilsin, çok açılmışsın demişti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı şeyi daha 1 ay önce falan duydum. Değişim kötü bir şey değildir. Tabii nasıl bir insana evrildiğine göre değişir. Bence o değişim anını da yönetmek çok önemli ve riskli bir durum

      Sil
  2. eveeet sen son yıllarda değişimlere alıştın de miiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de nasıl Deep. Artık " Tamam bu da yeni bir macera. Hadi bakalım bismillah." deyip kolları sıvayıp hop dalıyorum içine:)

      Sil
  3. Güzel anlatmışsınız. Yeri geldiğinde değişim kendini kaçınılmaz kılar.

    YanıtlaSil

Senin düşüncelerin de benim için önemli. Onları benimle paylaşmaya ne dersin :)

Sude

Popüler Yayınlar

Birkaç Film Yorumu

      Herkese merhabalar efendiim! N'aptınız, nerelerdesiniz? Anlatın bakalım.      Uzun süredir izlediğim filmlerden bahsetmemiştim. Birikmiş hayli bahsedilmemiş filmler de olunca birkaç tanesinden hızlıca bahsetmek istedim.  MEŞHUR HAYALET ERNEST Orijinal Adı: We Have A Ghost Yönetmen: Christopher Landon Senarist:   Christopher Landon Başrol Oyuncuları: Jahi Di'Allo Winston, David Harbour, Anthony Mackie Tür: Macera, Komedi, Aile, Fantastik Süre: 2 saat 7 dakika      Amerikalı ailemiz çok büyük hayallerle yeni bir eve taşınır. Şanslarına ev hayaletli çıkar. Ancak onlar kendilerinden önceki ev sahipleri gibi evden kaçmak/ taşınmak yerine hayaletle arkadaş olmaya karar verirler. Hayalet Ernest sayesinde sosyal medyada ün kazanmaya başlarlar. Bir yandan da Ernest'in geçmişini araştırırlar.      Ailecek izlenebilecek hoş, keyifli bir yapımdı, diye hatırlıyorum. Ben bu filmi geçen sene veya ondan önceki sene bile izlemiş olabilirim. Hayır bi' dakika uydurm

Çerez Politikası

 Çerez Politikası Son güncellenme: 27/04/2024 Biz, Sayfadan Sayfaya, olarak güvenliğinize önem veriyor ve bu Çerez Politikası ile siz sevgili ziyaretçilerimizi, web sitemizde hangi çerezleri, hangi amaçla kullandığımız ve çerez ayarlarınızı nasıl değiştireceğiniz konularında kısaca bilgilendirmeyi hedefliyoruz. Sizlere daha iyi hizmet verebilmek adına, çerezler vasıtasıyla, ne tür kişisel verilerinizin hangi amaçla toplandığı ve nasıl işlendiği konularında, kısaca bilgi sahibi olmak için lütfen bu Çerez Politikasını okuyunuz. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikamıza göz atabilir ya da bizlerle çekinmeden iletişime geçebilirsiniz. Çerez Nedir? Çerezler, kullanıcıların web sitelerini daha verimli bir şekilde kullanabilmeleri adına, cihazlarına kaydedilen küçük dosyacıklardır. Çerezler vasıtasıyla kullanıcıların bilgilerinin işleniyor olması sebebiyle, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gereğince, kullanıcıların bilgilendirilmeleri ve onaylarının alınması gerekmektedir. Biz

Ağaç Ev Sohbetleri #230 "Geleneksel Kültürü Korumak Önemli Midir?"

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Umarım günleriniz verimli geçiyordur, hayatınızdan memnun olduğunuz zamanlar geçirebiliyorsunuzdur.     Sevgili DeepTone tarafından düzenlenen Ağaç Ev Sohbetleri'nde bu haftanın konusu;       "Geleneksel kültürü korumak önemli midir?"      Ben geleneksel kültürü korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu dediğim elbette ki hep eskide kalmak  demek değil. Dünyayı, gündemi, yenilikleri takip edeceğiz ancak tamamen Batılılaşma, modernleşme adı altında da kendi özümüzü terk etmeyeceğiz demek istiyorum.      Geçenlerde okuduğum bir kitaptan örnek vermek istiyorum. Kitabın yazımı çok iyiydi ancak sanki çeviri kitap okuyormuş gibi hissettim. Şimdi bu kötü bir şey mi yoksa bir başarı mı? Evet, bence bu bir başarı. Ama şahsi düşüncem olarak ben yerli bir kitap okuyorsam bunu hissetmek isterim. Kitabı okurken sanki Amerika'nın bu üniversite temalı filmlerinden izliyormuşum gibi hissettim. Dediğim gibi bu bir başarıdır. Ancak g