Öne Çıkan Yayın
Selam! Nasılsınız, napıyorsunuuz? Aslında artık kendimden çok bahsetmek istemiyorum ama bir yandan da burada azar azar hayatımı da paylaştığım için kısaca bir bahsetmek istiyorum. Ben çok şükür iyiyim. Sanırım artık toparladım. Daha doğrusu tamamen iyi, psikolojisi sağlam bir insan olamayabilirim belki henüz ancak genel olarak daha güçlü ve eski halime biraz daha yakınlaşmış hissediyorum kendimi. Tam olarak eskisi gibi de olmak istemiyorum zaten. Eski iyi huylarım ve yeni iyi huylarımla beraber çok daha iyi bir insan olmak istiyorum. Güncellenmiş ve daha üst düzey bir Sude olmak istiyorum.
Yine yıllardır hayalini kurduğum bir şey yaşıyorum hayatımın bir kısmında. Bu beni çok motive ediyor. Sonunda başarmış olmak. Zorlukları tabii ki de var. Ama şunu da kabullendim artık; hayatın her alanında bir zorluk var. Şu an burada olmasam, başka bir şeyle meşgul olsam, iş hayatında olsam vs. oralarda da yine zorluklar olacaktı. Bu yüzden büyük resme baktığım zaman bu çektiğim zorluklara değdiğini görüyorsam eğer, mutlu oluyorum. Her zaman mutlu olamasam da memnunum çok şükür. Ve şunu ogrendim; hiçbir zorluk baki değil. Tabii ki hiçbir mutluluk, kolaylık da baki değil. Hepsinin bir sırası var. Belli zaman dilimlerinde o duraklarda biraz beklememiz, sabretmemiz gerekiyor. Daha sonra farklı bir yolculuk başlamış oluyor. Hayat bir döngüden ibaret aslında. Matematiğini çözebilsek keyif de alacağız sanki. Bakalım öğreniyorum işte yavaş yavaş acısıyla tatlısıyla.
Tamam uzatmıyorum artık ve kitap yorumuma geçiyorum. Ben bu kitabı bitireli bir iki ay falan oluyor. Acaba bahsetmeden geçsem mi diye düşündüm ama son birkaç yıldır zaten okuduğum kitapları hep bahsetmeden geçtim. Bir yerden başlamak lazım diyor ve hatırladığım kadarıyla azıcık ama gerçekten çok azıcık bahsedeceğim:)
KIZIL VEBA
Yazar: Jack London
İngilizce aslından çeviren: Levent Cinemre
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 68
Adından da anlaşılacağı üzerine bir veba salgınından bahsediyor kitabımız. Salgının yayılmaya başladığı zamanı okumuyoruz da salgın bittikten sonra yaşlı eski bir profesörün ağzından dinliyoruz o zamanları. Eskiden dünyanın ne kadar gelişmiş bir yer olduğunu şimdiyse ilk çağ uygarlıklarına dönüştüğünü, salgının başından itibaren onun başına neler gelmiş, nasıl hayatta kalmış onu okuyoruz.
Sayfa sayısı zaten çok az. Hiç yormayan, sıkmayan, bir çırpıda biten bir kitap. Okuması ayrı empati kurması ayrı güzel, düşündürücü de bir kitap bence.
ALINTILAR
"Ihtiyarın hayal kırıklığının sonucu olan gözyaşlarının yanaklarından aşağı süzüldüğünü gören oğlanlar, neşeden kendilerinden geçtiler."
"Oğlanlar, yaban hayatın acımasızlığı dışında bir mizaha sahip olmayan gerçek yabanilerdi."
"Ah mayonez! Bir düşünsenize o mayonezi! En son altmış yıl önce yapildi! Kimse kokusunu bile duymadan aradan iki nesil gecti! Halbuki o zamanlar bütün restoranlarda yengeçle birlikte mayonez de servis edilirdi,"
"Ben sizin yaşınızdayken ilk uçakları hatırlayan adamlar hayattaydı; bense son uçağı gordum, altmış yıl önce."
"'Geçici düzenler köpükler gibi uçar gider.' diye mırıldandı, belli ki bir şiirden bir dize okumuştu. 'Aynen öyle, köpükler gibi, geçici. Insanın bu dünyadaki bütün çalışması köpükten öte bir şey değil. Insan kendine faydası olacak hayvanları evcilleştirip düşmanca davrananları yok etti, toprağın yabani bitki örtüsünü temizledi. Ama sonra insan yok oldu ve ilkel hayat geri dönüp onun elleriyle yaptığı her şeyi sildi süpürdü."
"Gayet iyi biliyorum. Insanoğlu uygarlık yolundaki kanlı ilerleyişine başlamadan önce, ilkelliğin karanlığına giderek daha çok batmaya mahkûmdur. Sayımız artınca ve herkese yer olmadığını hissettiğimizde birbirimizi öldürmeye başlayacağız."
"Şu acayip lafları geç de anlayabileceğimiz sözler söyle. Ilgilendirmek ne demek? Konuşmayı bilmeyen bebekler gibi konuşuyorsun."
"Bazen geçmişin anılarını o kadar canlı bir şekilde yaşıyorum ki ilkel dünyada keçi çobanlığı yapan yabani torunlarıyla birlikte dolaşan, üstüne keçi postu geçirmiş, kir pas içindeki yaşlı bir adam olduğumu unutuyorum."
"Sessiz koridorlardan yürüyüp ıssız kampüsten çıkarken hissettiklerimi asla unutamam. Korkmuyordum. Bir hastanın yakınında bulunduğum için kendimi artık ölü gibi görüyordum."
"Uygarlık çöküyor ve artık herkes kendisi için yaşıyordu."
"Her yandan yardım isteyen çığlıkların geldiği bu tür sahnelere fazlasıyla tanık olmak, insanın kalbini taşa çeviriyordu."
"Daha önce rastladığım insanların neden bembeyaz suratlarıyla, sessizce, gizlice kaçtıklarını artık anlamıştım. Uygarlığımızın ortasinda, fakir semtlerimizde, işçi mahallelerimizde bir barbarlar, yabaniler ırkının doğasına neden olmuştuk ve şimdi biz felaketi yaşarken onlar da vahşi hayvanlar gibi üstümüze saldırıyor, bizi yok ediyorlardı. Tabii kendilerini de yok ediyorlardı."
"Çevrelerindeki dünya çöküp harabeye dönerken, her tarafı bu çöküntünün tozu dumanı sararken bu aşağılık yaratıklar içlerindeki vahşiliğin dizginlerini salmış, savaşıyor, içiyor ve ölüyorlardı. Ne fark ederdi ki zaten? Herkes ölüyordu nasıl olsa; iyisi de kötüsü de, güçlüsü de zayıfı da, hayata dört elle sarılanı da yaşamı aşağılayanı da... Herkes göçüp gidiyordu. Her şey göçüp gidiyordu."
"Uygarlık, sevgili torunlarım, alev tabakalarının içinde ve ölümün nefesinin altında yok olup giden şey, uygarlıktı."
"Toprağıyla, deniziyle, göğüyle bütün gezegene hâkim olan, kendisini tanrı yerine koyan bizler, şimdi California denen şu memleketteki su boylarında ilkel bir yabanilik içinde yaşayıp gidiyoruz."
" Ama yavaş, son derece yavaş olacak her şey; daha yola çıkmaya çok uzağız. Umutsuzluk verecek kadar uzağız hem de. Keşke bir tanecik fizikçi veya kimyacı sağ kalmış olsaydı... Olmadı işte, sonuçta bildiğimiz her şeyi unuttuk."
"Çocuklarınıza deyin ki ateşte suyu ısıttığımız zaman içinde bulunan buhar adını verdiğimiz harika bir şey çıkar; işte bu buhar, on bin adamdan daha güçlüdür ve insanın bütün işlerini yapar."
Benim için beklediğimden çok daha farklı bir kitaptı. Ben daha aksiyonlu bir hikaye beklemiştim. Veba'dan kaçışlarını, kurtulmaya çalışmalarını okuruz diye bekliyordum ki bu kısımları da okuyoruz ama daha çok kaybettiklerine ve gerilemelerine daha fazla odaklanılmış gibi hissettim ben. Yani kitabı okurken daha heyecanlı olmayı bekliyordum ama ben genel olarak üzüldüm hatta gözlerimin dolduğu yerler falan da var. Sayfa sayısı az olsa da etkisi güçlü olan kitaplardan bence. Eğer henüz okumadıysanız okunmayı kesinlikle hak eden bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Siz okudunuz mu? Okumayı düşünüyor musunuz? Okuduysanız siz kitap hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım:)
Şimdilik hoşçakalın, okur kalıın<3
16 comments
kolaylıklar başarılar sanaa :) bu yazarın çok sayıda kitabını okudum ama bunu değil ama okurum artık :)
YanıtlaSilTeşekkür ederiim:)) Umarım okuyunca senin de hoşuna gider. Yorumun için teşekkür ediyorum:)
Silbu kitaba tam da pandemide denk gelmiştim ama sesli kitap olarak dinledim , ve sevmiştim güzel ve acı da olsa çok yakın gerçekçi hissettim kitaptaki değişimi
YanıtlaSilDe mi ya ben de okurken çok kuvvetli bir empati duygusu içerisindeydim. Ah o yaşlı adama az dolmadı gözlerim..
SilHayaline kavuşmak, bir şeyleri başarmak çok güzel.
YanıtlaSilKitap ilgi çekici görünüyor. :)
Insanın hayallerine kavuşması evet güzel. Bazen çok mutmain olabiliyorum bazen de sanki "ee yani noldu şimdi" gibi hissedebiliyorum. Başarı çok güzel. Ama uğruna mücadele edebileceğim bir şeyin olması, bir gayret içerisinde olmak da çok güzel.
SilKitap benim için göründüğünden daha ilgi çekiciydi. Umarım okuduğunda sen de seversiin:)
Hoş geldin, daha iyi hissetmene sevindim. :) Bence daimi mutluluktan ziyade daimi iç huzuru aramalıyız, ki zaten mutluluk derken kastettiğimiz de çoğu zaman bu oluyor ama bu kavram kargaşası nedeniyle hep enlerde olsak mutlu olurmuşuz gibi hissediyoruz. Sevdiğimiz bir şeylerle ilgilendiğimizde, ki bu küçük bir şey de olabilir, bu bahsettiğim nötr ruh haline geliyoruz bence. Hatta kimi zaman onun üstüne bile çıkıyoruz.
YanıtlaSilBu kitap bende bayadır var ve bayadır okusam diyorum :) Kısa bir şeyler okumak istediğimde okuyabilirim. Bu arada bence kendinden rahatlıkla bahsedebilirsin. Burası senin dünyan neticede. :) Hoşça kal.
Evet bence de. Tam olarak ifade etmek istediğim şeyi anlatmışsın. Zaman zaman uzulebiliyoruz, çok stresli olabiliyoruz vs. Bu gibi durumlar hayatın vazgeçilmezi gibi bir şey. Hatta gibi değil direkt öyle. Normal olduğunu anladıktan sonra sanki biraz daha kolaylaşıyor her şey. Bir de büyük resme odaklanmak deniliyor ya. O anki sorunu elimde, aklımda kurcalamayı bir bırakıp geri geri gittiğimde, yalnızca o sorunu değil sahip olduğum iyi kötü her şeyi bir gözden geçirdiğimde kendime daha kolay bir şekilde diyebiliyorum "Tamam sakin ol çoğu şey yolunda. Küçük bir pürüz var ama geçecek. Şükredebileceğim şeyler hala daha fazla." Diye kendimi teselli etmek sanki daha basit bir hal alıyormuş gibi hissediyorum.
SilKendimden rahatlıkla bahsetmesi ne bahsediyorum aslından da yayının asıl konusunu çok sabote etmek istemiyorum sanırım. Yazmaya karar vermeden önce de bu tarz bir şeyler yazmaya ihtiyacım olduğunu pek fark edemiyorum. Kitap yorumu yazayım derken bir iç dökme seansına başlıyorum 😅 Blog da düzen diye bir şey kalmadı zaten de Bakalım düzelir inşallah:)) Yorumun için çok teşekkür ederim, hoşça kal.
son yazıma baksan yaaa :)
YanıtlaSilGeldim hemeen;)
SilMerhaba sade ve derin bloğundan tavsiye ile geldim giriş yazının her cümlesine katılıyorum. Hayatın her aşamasında bir zorluk var şifresini çözebilmek isterdim bende🥰
YanıtlaSilSizi takibe aldım banada beklerim insallah kitap yorumlarınızda güzel ben daha acemice galiba 🌾🌹😊
Merhaba hoşgeldiniz blogumaa:) Yorumları beğenmenize sevindim. Ben de sizi takibe aldım. Yorumunuz için çok teşekkür ediyorum:)
SilJack London bu konuda çok iyi, gerçekten çok ince, dolu dolu bir kalemi var. Özellikle Martin Eden kitabını hiç unutamıyorum. 500 sayfa yaz yaz, gel son dakika son sayfada ters köşe...
YanıtlaSilBak o kitabı okumayı zaten istiyordum ama bir ters köşe olduğunu şu an öğrendim. Süreci hemen hızlandırmalıyım:) Hem yorumun hem de kitap önerin için teşekkür ederiim:)
SilAdını duydum ama okumadım hiç.
YanıtlaSilKişisel yaşamınızdaki iniş - çıkışlar hep olacaktır. Siz hep olumlu tarafından bakmaya devam edin...
Bir ara da sürekli olumlu yanından bakmaya çalışıyordum ama hep Pollyanna gibi gezince de olmuyor. Onu da tam beceremedim. Bir süre sonra patlayıveriyordum. Daha gerçekçi ve normalleştirerek bakmaya çalışıyorum artık.
SilUmarım okuduğunuzda siz de seversiniz kitabı:) Yorumunuz için teşekkür ederim:)