Öne Çıkan Yayın

Evin İçine Yağan Kar

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuuz? Günleriniz nasıl geçiyor, nelerle meşgulsünüz? Tatil planınız var mı ya da memlekete mi gittiniz? N'aptınız n'ettiniz gelin biraz sohbet edelim.      Bana soracak olursanız çok şükür ben de iyiyim. Yuvarlanıp gidiyoruz işte:) Evde olmaktan son derece memnunum. Umarım şehir dışına çıkmak gibi bir şey yapmayız. Şu an öyle bir düşüncemiz var gibi durmuyor ancak pek belli de olmuyor bazen bir anda baş gösteriveriyor.      Dün akşam odamda kendi kendime takılıyordum. Blogda bazı değişiklikler yapmak istiyordum onunla alakalı bir şeylere baktım, denedim derken istediğim resmi yapay zekaya da yaptırabileceğimi fark ettim ve küçük bir paragrafla komut verdim. Hatırladığım kadarıyla şöyle yazmıştım: " Sallanan sandalyesinde çayını içerken diğer eliyle gözlüğünü düzelten kız kitap okuyor." tarzında bir cümleydi. Ve işte çıkan ilk tasarımlar...     Çok istediğim sonucu alamamıştım açıkçası. Çok ...

Marie Lu- War Cross, Wild Card Kitap Yorumu


        Warcross- Bir Sanal Gerçeklik Oyunu

    On yıl önce başlayan bu tutku artık bazıları için gerçekten kaçmak için bir seçenek, bazıları içinse kâr etmek için bir kaynak haline gelmişti. İki yakasını bir araya getirmek için çabalayıp duran Emika Chen bir ödül avcısı olarak çalışıyor, yasadışı olarak bahis oynayan Warcross oyuncularının peşine düşüyordu. Ancak ödül avcılığı kolay bir iş değildi, rekabet fazlaydı ve ayakta kalmak giderek zorlaşıyordu.

    Kolay para kazanabilmek için Emika bir risk alarak Warcross Şampiyonası’nın açılış oyununu hacklemişti; bir glitch ile oyuna sızarak istemeden de olsa kendisini oyunun ortasında bulmuş ve bir gecede herkesin konuştuğu kişi haline gelmişti.

    Tutuklanacağına neredeyse emin olan Emika, oyunun yaratıcısı, genç milyarder Hideo Tanaka’dan bir çağrı aldığında şaşkına dönmüştü: Üstelik kendisine reddedilmesi neredeyse imkânsız bir teklif sunulmuştu. Bir güvenlik sorununu ortaya çıkarabilmek için Hideo’nun bu seneki şampiyonada bir ajana ihtiyacı vardı ve bu iş için Emika’yı istiyordu. Hiç vakit kaybetmeden Tokyo’ya götürülen Emika, kendisini her zaman hayalini kurduğu geleceğin içinde bulmuştu. Fakat kısa süre içinde Warcross evreninin düşündüğünden çok daha tehlikeli olduğunu anlayacaktı…(Tanıtım Bülteni'nden)


    Marie Lu uzun zamandır kalemiyle tanışmak istediğim bir yazardı. Kısa bir zaman önce sonunda bana da nasip oldu:) Warcross yazardan okuduğum ilk kitap ve şimdilik aramızda bir sorun yok:) Yazarın kalemini, anlatımını, hayal dünyasını çok beğendim. 

    Yazarın kurduğu bu yeni dünyayı anlayabilmek, benimseyebilmek çok da zor olmadı. Anlatılanlar, oynanan oyunlar pek uçuk kaçık bir şekilde anlatılmadığı için kendi aklımda canlandırmakda da bir zorluk yaşamadım. 

    Yan karakterleri de sevdim; Asher, Roshan, Hammie falan. Onların hikayeleri de güzeldi. Daha fazla tanıyabilmek isterdim. Ama yan karakterlerden ziyade ana karakterleri de daha fazla tanısak çok daha iyi olurdu gibi geliyor. Özellikle Hideo'yu çok sevmeme rağmen sanki biraz havada kalmış bir karakter gibi hissettim ben.

    Emika ve Hideo'nun ilişkisi çok tatlıydı bence, okurken çok keyif aldım. Bana sadece biraz hızlı gelişmiş gibi geldi o kadar. Daha birbirlerini tam manasıyla tanımadan hoşlanmaya başladılar sanki. 

    



        Wildcard- Joker Oyuncunun Hikayesi


Her şey mümkün. Bu sefer hayatları pahasına bir oyun başlıyor.

Emika Chen, Warcross Şampiyonası’ndan sağ çıkmayı zar zor başarmıştı. Artık Hideo’nun yeni NöroLink algoritmasının ardındaki gerçeği bildiğinden, bir zamanlar hayranlık duyduğu, kendi tarafında olduğunu sandığı kişiye güvenemiyordu.

Hideo’nun planlarını durdurmak için Emika ve Anka Süvarileri bir araya gelecekti. Fakat bilmedikleri bir şey vardı: Tokyo’nun neon ışıklı sokaklarını tehdit eden yeni bir tehlikeyle karşılaşacaklardı. Birileri Emika’nın başına ödül koymuştu ve Emika’nın hayatta kalmak için tek şansı Sıfır ve acımasız Kara Zırhlar’dı. Ancak Emika, Sıfır’ın aslında göründüğü gibi biri olmadığını çok geçmeden fark edecek ve koruması altına girmenin bir bedeli olacağını öğrenecekti.

Bir ihanet zincirinin ortasında, özgür iradenin geleceği tehlike altındayken Emika, sevdiği adamı durdurmak için ne kadar ileri gidecekti?(Tanıtım Bülteni'nden)


    Öncelikle Wildcard'ı okurken Warcross'ta aldığım kadar keyif alamadım. Bunun nedeninin de şu olduğunu düşünüyorum; Hideo ve Emika ilişkisini okumak her ne kadar 1.kitapta da çok fazla yer edinmese de keyifliydi. Ancak bu kitapta bir elimin 5 parmağını geçmeyecek kadar az gördük Hideo'yu. 

    Kitap daha çok Sıfır üzerine kurulmuştu. Her ne kadar Sasuke'yle de alakalı olması hoşuma gitse de koskoca kitapta ana karakterin (Hideo) hayalet gibi olması durumundan hoşlanmadım.  

 

        Alıntılar

"Hayatta kalmak için elimizde avucumuzda ne varsa tüm gücümüzle savaşırdık; sanki oksijen maskesi, emniyet kemeri ya da bir dilim çikolatalı pastadan uzak durmak bizi kurtarabilecekmiş gibi. Gerçeklik ve sanal arasındaki fark buydu. Gerçeklik, sevdiğiniz kişileri kaybedebileceğiniz bir yerdi. Gerçeklik, kalbinizdeki çatlakları hissedebileceğiniz bir yerdi."

"Her problemin bir çözümü vardı ama her çözümden sonra mücadele edecek yeni bir problem, üstesinden gelinecek yeni bir görev olurdu. Bir şeyi çözdükten sonra durmazdınız. Devam ederdiniz; yeni bir yol, yeni bir yön bulurdunuz, daha iyisini yapmaya ve daha iyisini yaratmaya çalışırdınız. Bir şeyi yıkmak bir son değildi, daha güzelini, daha iyisini, daha doğrusunu yapmakla sona ulaşırdınız. Ya da belki son hedef diye bir şey hiç yoktu. Bir şeyi başarırdınız ve sonrasında değişirdiniz, başka bir şeyi başarmaya hazır olurdunuz. Birbiri ardına problemleri çözerdiniz, ta ki dünyayı değiştirene dek."

"Kimsenin mükemmel olmaması, birbirimizi dinlemeyeceğimiz, daha iyi biri olmayacağımız anlamına gelmez. Daha yapılacak milyonlarca şey var ve dünya için harika olan bir şeyi yok etmeden, sorumlulukla, düşünceli ve saygılı biçimde bu yapılabilir."


Selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Hepinize iyi bayramlar diliyorum^^
Warcross ve Wildcard'ı okudunuz mu, sevdiniz mi sevmediniz mi? Okumayı düşünüyor musunuz? umarım faydalı bir kitap yorumu olmuştur.
Şimdilik hoşça kalın, okur kalıın:))

11 comments

  1. okumadım ama not aldım, pek hoş geldi sölediklerin, ilkini okuyayım, ikinci o kadar iyi dememişsin hıms :) iyi bayramlaar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2.kitap tek başına bakıldığı zaman iyi. her şey çok mantıklı ve kabul edilebilir ama 1.kitabın devamı olarak baktığımız zaman sanki ana karakterler değişmiş gibi olmuş. İlk kitabı kesinlikle öneririm devamını okumak sana kalmış.

      Sil
  2. Önceki senelerde okumuştum. Akıcıydı. Kızımızın oyun grubu ile ilişkilerini biraz daha okumak isterdim. İkinci kitap beni de pek tatmin etmedi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ben de oyun grubu ile olan arkadaşlıklarından hoşlanmıştım:)

      Sil
  3. Efsane serisini de görmüştüm. Belki yazardan okuyacağım bir sonraki kitap o seri olur:)

    YanıtlaSil
  4. Geçmiş bayramınız kutlu olsun. Bu yazarı da seriyi de okumadım ama bir dönem çok popülerdi sanırım. Sosyal medyada çok fazla gördüğümü hatırlıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin de geçmiş bayramınız kutlu olsun:) Evet bir dönem çok popülerdi ben alana kadar modası geçti:))

      Sil
  5. Yazarı bilsem de kitaplarını okumadım. Anlatım için teşekkürleer :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederiim, umarım faydalı olmuştur:)

      Sil
  6. Çıktığı zaman biraz ilgimi çekmişti ama şuan azaldı gibi :) Denk gelirsem eğer şans veririm belki, yorumların için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederiim:) Ben de yorumun için teşekkür ederim:)

      Sil

Senin düşüncelerin de benim için önemli. Onları benimle paylaşmaya ne dersin :)

Sude

Popüler Yayınlar

Ağaç Ev Sohbetleri #230 "Geleneksel Kültürü Korumak Önemli Midir?"

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Umarım günleriniz verimli geçiyordur, hayatınızdan memnun olduğunuz zamanlar geçirebiliyorsunuzdur.     Sevgili DeepTone tarafından düzenlenen Ağaç Ev Sohbetleri'nde bu haftanın konusu;       "Geleneksel kültürü korumak önemli midir?"      Ben geleneksel kültürü korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu dediğim elbette ki hep eskide kalmak  demek değil. Dünyayı, gündemi, yenilikleri takip edeceğiz ancak tamamen Batılılaşma, modernleşme adı altında da kendi özümüzü terk etmeyeceğiz demek istiyorum.      Geçenlerde okuduğum bir kitaptan örnek vermek istiyorum. Kitabın yazımı çok iyiydi ancak sanki çeviri kitap okuyormuş gibi hissettim. Şimdi bu kötü bir şey mi yoksa bir başarı mı? Evet, bence bu bir başarı. Ama şahsi düşüncem olarak ben yerli bir kitap okuyorsam bunu hissetmek isterim. Kitabı okurken sanki Amerika'nın bu üniversite temalı filmlerinden izliy...

BCP- Ocak| Scrubs Dizi Yorumu

        Selam! Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?     Geçen sene yoğunluktan dolayı BCP'ye katılmamayı tercih etmiştim. Tabii ki hayatım hala yoğun bir şekilde geçiyor ancak bu sene yoğunluklarımın hobilerimin önüne geçmesine izin vermek istemiyorum.(Ne kadar çok "yoğun" dedim de mi?) Yeni yıl kararı:)     Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve temaya uygun kitap, dizi ya da film izleyip yorumluyoruz.      Ocak ayının teması; komedi, mizah ve müzik idi. Ben bu ay izlediğim bir diziden bahsetmek istiyorum. Bir komedi dizisi olarak karşımıza çıkıyor. Yer yer müzik temasını da kaplıyor.     SCRUBS Tür: Komedi Proje Tasarımcısı: Bill Lawrence Başrol Oyuncuları: Zach Braff, Sarah Chalke, Donald Faison, Judy Reyes, John C. McGinley, Ken Jenkins, Neil Flynn. Ülke: ABD Bölüm Sayısı: 182 Gösterim Süresi: 21 dakika Yayın Tarihi: 2 Ekim 2001- 17 Mart 2010    J.D ve Turk çocuk arkada...

BCP- Ocak| Film Yorumu

     Herkese selam! Nasılsınıız? Ben iyiyim, teşekkür ederim.     Bugün 2025'in ilk Blogları Canlandırma Projesi ile geldim. Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve temaya uygun olarak kitap, dizi, film vs. okuyup/ izleyip kendi yorumlarımızı paylaşıyoruz. Projeye katılan diğer blog arkadaşlarımıza ziyarete gidip bloglardaki etkileşimi arttırmayı hedefliyoruz.      Ocak ayı temalarımız ise p anayır, festival, fuar, müzik, dans, kermes, yemek, etkinlik vb. içeren eserler. Ben de temalara uygun olacağını düşündüğüm The Circus filmini izledim. Kaynak: beyazperde.com THE CIRCUS (Sirk) Vizyon Tarihi: 1928 yılı Yönetmen: Charles Chaplin Senarist: Charles Chaplin Tür: Komedi, Dram, Romantik Süre: 1 saat 12 dakika Oyuncular: Charles Chaplin, Al Ernest Garcia, Merna Kennedy     Charles Chaplin'nin hem senaristliğini hem yönetmenliğini yaptığı bir film. Aynı zamanda filmde kullanılan müzikleri de kendisinin yapm...