Aşktan Doğan Lanet: Ondine'in Laneti

 

"Korkma, aldığım her nefes aşkımın kanıtıdır."

   

    Herkese merhaba! Nasılsınız, ne yapıyorsunuz? Ben de iyiyim, teşekkür ederim:)

    Ders çalışırken denk geldiğim hem ilgimi çeken hem de hoşuma giden bir bilgiyi sizinle de paylaşmak istedim. Şu an halk arasında "uyku apnesi" olarak bilinen hastalığın diğer bir adı da "Ondine'in Laneti" imiş. Konuyla alakalı biraz araştırma yaptım ve araştırmalarım sonucunda birkaç farklı sonuca ulaştım. Anlatılan şeyler birbirinden çok ayrı, bağımsız şeyler değildi. Ben olayı bana en uygun gelen haliyle yazacağım; yararlandığım kaynakların linkini de yazının en sonuna koyacağım; rivayetler arasındaki ufak farkları görmek isterseniz linkleri ziyaret edebilirsiniz:)

 Ondine's Curse (Ondine'nin Laneti)


    (Undine/ Undin diye de geçiyor.) 

    Undine terimi ilk olarak Alman Rönesansı'nda İsviçreli doktor, simyacı ve filozof olan Paracelsus'un(1493- 24 Eylül 1541) simya yazmalarında ortaya çıkmıştır. Ölümünden sonra 1566 yılında yayımlanan "Periler, Silfler, Pigmeler ve Diğer Ruhlar Üzerine Bir Kitap" adlı kitabında yazdığına göre Paracelsus; 4 elementin her biri için farklı kategorilerde ruhların, bizimle dünyayı paylaşan başka yaratıkların olduğuna inanıyordu: Ateşe karşılık gelenler Semenderler; toprağa karşılık gelenler Cüceler; suya karşılık gelenler Ondineler (su perisi de deniliyor); havaya karşılık gelenler ise Silfler olarak tanımlanmıştır. 

Ondinelerin Özellikleri

    Ondineleri insanlardan ayıran özellikleri, ruhsuz ve ölümsüz olmalarıdır. Yani bedeni ölümsüzdür ama bir ruha sahip değildir. Ölümsüz bir ruha sahip olmak isteyen Ondine'in tek çaresi, bir insanla evlenmektir; böylece bedenen hayatı kısalmış olsa da bir insan ruhu kazanmış olur. 

Rönesans'tan Romantizm'e

    Paracelsus'un yazılarından ilham alınarak edebiyat alanında da birçok eser ortaya konulmuştur. Bunlardan Friedrich de La Motte Fouqué'nin yazmış olduğu "Undine" (1811) adlı romanın günümüze kadar gelecek olan türlü eserlere -oyun, şiir, masal, opera- öncülük yaptığını söyleyebiliriz. 


"Ayaklarının ayakkabısı olacağım... Akciğerlerinin nefesi olacağım..."

-Ondine


    Muhtemelen birçoğumuzun okumuş veya dinlemiş olduğu -hatta izlemiş de olabileceğimiz- "Küçük Deniz Kızı" öyküsünde de Hans Christian Andersen'ın da buradan etkilenmiş olabileceği düşünülüyor. 

    Fouqué'nin yazmış olduğu romandan bahsetmek isterdim ama biraz uzun olduğu için aşağıya linkini bırakıyorum; merak edenler oradan ulaşabilir. Şimdi ise hastalığa ismini veren versiyonunu anlatmak ve hastalığı da kısaca tanıtmak istiyorum.

Merkezi Hipoventilasyon Sendromu

    Merkezi hipoventilasyon sendromu ( CHS ), uyku sırasında (ve şiddetli vakalarda uyanıklık sırasında) etkisiz solunum, apne veya solunum durmasına neden olan uykuyla ilişkili bir solunum bozukluğudur.

    Bu şu demek oluyor; bizim farkında olmadan yaptığımız solunum eyleminin bilinçli bir şekilde yapılmasının gerekmesi. Kişi nefes almayı unutursa ölür. Bundan dolayı uyku gibi bilincin açık olmadığı zamanlarda ölüm tehlikesi daha yüksektir. 

Neden Ondine'nin Laneti?

    Deniz tanrısı Neptün'ün kızı olan Ondine, insan ırkından Şövalye Hans'a aşık olur. Bir deniz kızı ve insanın aşkını yaşaması mümkün olmayacağı için (deniz kızı denizden çıkamaz, insan denizde nefes alamaz) Ondine ölümsüzlükten vazgeçer; babasının ve tanrıların bütün itirazlarına rağmen insan olur. Hans' la bir müddet birlikteliklerinden sonra Hans, Ondine'den sıkılır ve onu başka biriyle aldatır. Ondine'in kalbi kırılır. Babası Neptün öfkeden deliye döner ve Hans'ı cezalandırır; normalde kendiliğinden meydana gelen solunum eylemi artık Hans'ın düşünmesiyle meydana gelebilecektir. Bir müddet sonra Hans dayanamaz ve ölür. 

    Bu efsaneden yola çıkarak "merkezi hipoventilasyon sendromu" denilen hastalık "Ondine'nin Laneti" olarak da isimlendirilmiştir. 


"Vücudumun bir zamanlar kendi kendine yaptığı her şeyi artık sadece özel bir emirle yapıyor, tek bir dikkatsizlik anında nefes almayı unutuyorum."

-Hans

 

Daha fazla detaya hakim olmak isteyenler için;


    Undinelerle alakalı  bıraktığım YouTube linklerine bakmanızı öneririm; daha etkileyici ve aydınlatıcı olabilir. 

    Daha önce bu hastalığı ya da efsaneyi duymuş muydunuz? Konuyla alakalı bilgilerinizi ve düşüncelerinizi dinlemek için yorumlarda sizi bekliyor olacağım:)

    Aldığımız her nefesin kıymetini bilerek, hakkını vererek yaşayabilmek dileğiyle...
    

2 comments

  1. Allah Allaaah ne değişik bilgi saol yaa öğrenmiş olduk :) küçük denizi en birinci sevdiğimdir bi de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne demeek:) Benim için de keyifli bir süreç oldu hemen koşup size de anlatmak istedim:))

      Sil

Senin düşüncelerin de benim için önemli. Onları benimle paylaşmaya ne dersin :)

Sude

Popüler Yayınlar

Ağaç Ev Sohbetleri #230 "Geleneksel Kültürü Korumak Önemli Midir?"

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Umarım günleriniz verimli geçiyordur, hayatınızdan memnun olduğunuz zamanlar geçirebiliyorsunuzdur.     Sevgili DeepTone tarafından düzenlenen Ağaç Ev Sohbetleri'nde bu haftanın konusu;       "Geleneksel kültürü korumak önemli midir?"      Ben geleneksel kültürü korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu dediğim elbette ki hep eskide kalmak  demek değil. Dünyayı, gündemi, yenilikleri takip edeceğiz ancak tamamen Batılılaşma, modernleşme adı altında da kendi özümüzü terk etmeyeceğiz demek istiyorum.      Geçenlerde okuduğum bir kitaptan örnek vermek istiyorum. Kitabın yazımı çok iyiydi ancak sanki çeviri kitap okuyormuş gibi hissettim. Şimdi bu kötü bir şey mi yoksa bir başarı mı? Evet, bence bu bir başarı. Ama şahsi düşüncem olarak ben yerli bir kitap okuyorsam bunu hissetmek isterim. Kitabı okurken sanki Amerika'nın bu üniversite temalı filmlerinden izliy...

BCP- Ocak| Scrubs Dizi Yorumu

        Selam! Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?     Geçen sene yoğunluktan dolayı BCP'ye katılmamayı tercih etmiştim. Tabii ki hayatım hala yoğun bir şekilde geçiyor ancak bu sene yoğunluklarımın hobilerimin önüne geçmesine izin vermek istemiyorum.(Ne kadar çok "yoğun" dedim de mi?) Yeni yıl kararı:)     Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve temaya uygun kitap, dizi ya da film izleyip yorumluyoruz.      Ocak ayının teması; komedi, mizah ve müzik idi. Ben bu ay izlediğim bir diziden bahsetmek istiyorum. Bir komedi dizisi olarak karşımıza çıkıyor. Yer yer müzik temasını da kaplıyor.     SCRUBS Tür: Komedi Proje Tasarımcısı: Bill Lawrence Başrol Oyuncuları: Zach Braff, Sarah Chalke, Donald Faison, Judy Reyes, John C. McGinley, Ken Jenkins, Neil Flynn. Ülke: ABD Bölüm Sayısı: 182 Gösterim Süresi: 21 dakika Yayın Tarihi: 2 Ekim 2001- 17 Mart 2010    J.D ve Turk çocuk arkada...

BCP- Ocak| Film Yorumu

     Herkese selam! Nasılsınıız? Ben iyiyim, teşekkür ederim.     Bugün 2025'in ilk Blogları Canlandırma Projesi ile geldim. Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve temaya uygun olarak kitap, dizi, film vs. okuyup/ izleyip kendi yorumlarımızı paylaşıyoruz. Projeye katılan diğer blog arkadaşlarımıza ziyarete gidip bloglardaki etkileşimi arttırmayı hedefliyoruz.      Ocak ayı temalarımız ise p anayır, festival, fuar, müzik, dans, kermes, yemek, etkinlik vb. içeren eserler. Ben de temalara uygun olacağını düşündüğüm The Circus filmini izledim. Kaynak: beyazperde.com THE CIRCUS (Sirk) Vizyon Tarihi: 1928 yılı Yönetmen: Charles Chaplin Senarist: Charles Chaplin Tür: Komedi, Dram, Romantik Süre: 1 saat 12 dakika Oyuncular: Charles Chaplin, Al Ernest Garcia, Merna Kennedy     Charles Chaplin'nin hem senaristliğini hem yönetmenliğini yaptığı bir film. Aynı zamanda filmde kullanılan müzikleri de kendisinin yapm...