Öne Çıkan Yayın

Evin İçine Yağan Kar

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuuz? Günleriniz nasıl geçiyor, nelerle meşgulsünüz? Tatil planınız var mı ya da memlekete mi gittiniz? N'aptınız n'ettiniz gelin biraz sohbet edelim.      Bana soracak olursanız çok şükür ben de iyiyim. Yuvarlanıp gidiyoruz işte:) Evde olmaktan son derece memnunum. Umarım şehir dışına çıkmak gibi bir şey yapmayız. Şu an öyle bir düşüncemiz var gibi durmuyor ancak pek belli de olmuyor bazen bir anda baş gösteriveriyor.      Dün akşam odamda kendi kendime takılıyordum. Blogda bazı değişiklikler yapmak istiyordum onunla alakalı bir şeylere baktım, denedim derken istediğim resmi yapay zekaya da yaptırabileceğimi fark ettim ve küçük bir paragrafla komut verdim. Hatırladığım kadarıyla şöyle yazmıştım: " Sallanan sandalyesinde çayını içerken diğer eliyle gözlüğünü düzelten kız kitap okuyor." tarzında bir cümleydi. Ve işte çıkan ilk tasarımlar...     Çok istediğim sonucu alamamıştım açıkçası. Çok ...

BCP- Şubat| Parıldayan Şeyleri Toplayıp Sana Vereceğim Kitap Yorumu


     Şubat ayı temalarımız; yalnızlık, dostluk, kardeşlik ve sevgiydi. Her ne kadar geçmiş olsa da 14 Şubat için de çok uygun bir kitap olduğunu düşündüğüm bir kitaptan bahsedeceğim. 


Parıldayan Şeyleri Toplayıp Sana Vereceğim

Çizer ve Yazar: Myeong Minho
Çevirmen: Açelya Yavuz
Yayınevi: Destek Yayınları
Sayfa Sayısı: 230

    Ben kitabı manga diye almıştım ama kitap tam beklediğim gibi çıkmadı. Myeong Minho illüstratörmüş ve hayatın akışında başımıza gelen küçük, güzel şeyleri fark etmemiz için yaptığı çizimleri de bir kitap haline getirmiş. 

    Hayatımızın çok koşuşturmacalı geçtiği zamanlarda, belki başımızı bile kaşıyacak vaktimizin olmadığını düşündüğümüz zamanlarda bile güzel şeyler olmaya devam ediyor. Biz fark etmeden sağa sola koşturmaya devam ediyoruz.

    Önsöz kısmında;

    "Teker teker aklıma getirince görüyorum ki,

    aslında önemli şeyler

    hep yakınımızda duruyor,

    ama biz unutuyoruz yaşarken bir anlığına.

    O sebeple unuttuğum bu değerli şeyleri topluyor,

    ışıl ışıl parıldayan anları yakalayıp resmediyorum."

diye çizimlerinin amacını açıklamış yazarımız. 

    Sevgilisi/ eşi ile, ailesi ile, anne babası ile hatıralarından, her ne kadar bazı şeyler rutine binmiş olsa da hoşuna gittiğini ifade eden birçok çizimi var. 

    Hoşuma giden bazı sayfaları ve alıntıları sizinle de paylaşmak istiyorum. Böylelikle kafanızda biraz daha oturmuş olur nasıl bir kitap olduğu. 

 GÜNÜN SONU

Günün sonunu seninle geçirmek istiyorum.

Sadece uzanalım, birbirimizin kokusunu 

hissederek, 

beraber.


Sevdiğimiz bir film

Sevdiğimiz bir müzik

Sevdiğimiz bir çizgi roman


Sevdiğim şeyleri birlikte yapıp,

günün sonunu paylaşmak istiyorum seninle.

Uykuya dalmadan önce.

XXX


DÜNYANIN EN MUTLU TASASI


Aç olduğumuz bir akşam.
Akşam yemeğinde ne yesek?

Bizim bugün de mutlu bir tasamız var.

XXX

AĞLAMAK İSTEDİĞİMDE



"Baba, ağlama!"
"Baba ağlamıyor..."


Kendimden gayet emin,
yemek yapacağım diye sebzeleri hazırlamaya girişince
taze soğanın keskin kokusuyla
gözlerimden yaşlar akıverdi.

Ağlamak istediğinizde kuru soğan ya da
taze soğan doğrayın derim.

XXX

BIRAKMA


"Bırakma!"

"Bana güven!"
"Seni asla bırakmam!"

Sağa sola yalpalarken,
endişeli halinle bana güvenişin,
beceriksizce de olsa adım adım
dikkatle bana ayak uyduruşun

Bana uzanan bu eli asla bırakmayacağıma
söz, tekrar tekrar söz veriyorum.

XXX

YARA BANDI


Canım yanmasın diye yapıştırdığın küçük yara bantlarını görünce
Huzursuz kalbim seninle boyanıp, dolup taşacak gibi,
En küçük köşelerime kadar beni sarmalayan kalbin
Bana aynen olduğu gibi geçiyor sanki.

Senin için ben de yara bandı gibi olayım.
Kalbinin her köşesini
Hiç boşluk bırakmamacasına dolduran
İşte öyle biri olayım.

Biz birbirimizi
yara bandıymışçasına sevelim.

XXX

    Herkese selaam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Umarım iyisinizdir, her şey yolunda gidiyordur. Ben iyiyim. İyi olmaya çalışıyorum. İniş çıkışlarım oluyor yine her zamanki gibi. Toparlamaya, sabır göstermeye gayret ediyorum. 

    Zaman sizce de çok hızlı geçmiyor mu? Hadi Ocak bitti de ne ara Şubat geldi geçti Mart oldu da Mart da bitti? Ben yetişemiyorum. Gördüğünüz gibi 2 ay geriden geliyorum. Yayın sanki 1 Nisan şakası gibi değil mi:D Ama yook, maalesef fazlasıyla ciddiyim. Ancak yazabildim. Valla buna da şükür çünkü ben Şubat ayı için yalnızlık temasını kullanmayı düşünüyordum. Temaya uygun da harika bir kitabım vardı; Yüzyıllık Yalnızlık. Ona da adapte olmam biraz uzun sürdü, bitiremedim. Onunla eş zamanlı olarak da bu kitabı okuyordum. Baktım bu da diğer temalara uyuyor. Yazayım dedim. 

Neyse ki Mart'ınki hazır diye düşünüyordum ki artık Nisan'da olduğumuzu unutmuşum. Zaman algımı mümkün olduğunca çabuk bir şekilde toparlamam lazım. Mart için de kadın bir yazarın hayatını anlatan bir film izledim. O yüzden hazır sayılıyor:) En kısa zamanda ondan da bahsetmek istiyorum inşallah. 


Şimdilik benden bu kadar canlar! Kitap hakkındaki görüşlerinizi bekliyorum. Bir sonraki görüşmemize kadar hoşça kalın, okur kalıın^^





Sude

4 comments

  1. bu yazdığın kitap bana sempatik geldi, bakayım bir, umarım çok pahalı değildir, yazını şubat listemize ekleyeyim. iyi ol hep zaman hep öyle işte :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, evet semapatik, tatlış bir kitap. Ben satın alalı biraz geçti üzerinden fiyatını hatırlayamadım.
      İnşallah Deep inşallah hep beraber hep mutlu olalım iyi olalıım:)

      Sil
  2. Merhabalar, tatlı bir kitapmış. Çizimleri de sevdim. Zaman hızlı akıyor gerçekten. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana yazarak değil de çizerek tutulan bir günlüğe bakıyormuşum gibi hissettirdi bu kitap. Okumayı düşünürsen umarım sen de beğenirsin:)

      Sil

Senin düşüncelerin de benim için önemli. Onları benimle paylaşmaya ne dersin :)

Popüler Yayınlar

Ağaç Ev Sohbetleri #230 "Geleneksel Kültürü Korumak Önemli Midir?"

      Herkese selam! Nasılsınız, n'apıyorsunuz? Umarım günleriniz verimli geçiyordur, hayatınızdan memnun olduğunuz zamanlar geçirebiliyorsunuzdur.     Sevgili DeepTone tarafından düzenlenen Ağaç Ev Sohbetleri'nde bu haftanın konusu;       "Geleneksel kültürü korumak önemli midir?"      Ben geleneksel kültürü korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu dediğim elbette ki hep eskide kalmak  demek değil. Dünyayı, gündemi, yenilikleri takip edeceğiz ancak tamamen Batılılaşma, modernleşme adı altında da kendi özümüzü terk etmeyeceğiz demek istiyorum.      Geçenlerde okuduğum bir kitaptan örnek vermek istiyorum. Kitabın yazımı çok iyiydi ancak sanki çeviri kitap okuyormuş gibi hissettim. Şimdi bu kötü bir şey mi yoksa bir başarı mı? Evet, bence bu bir başarı. Ama şahsi düşüncem olarak ben yerli bir kitap okuyorsam bunu hissetmek isterim. Kitabı okurken sanki Amerika'nın bu üniversite temalı filmlerinden izliy...

BCP- Ocak| Scrubs Dizi Yorumu

        Selam! Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat?     Geçen sene yoğunluktan dolayı BCP'ye katılmamayı tercih etmiştim. Tabii ki hayatım hala yoğun bir şekilde geçiyor ancak bu sene yoğunluklarımın hobilerimin önüne geçmesine izin vermek istemiyorum.(Ne kadar çok "yoğun" dedim de mi?) Yeni yıl kararı:)     Blogları Canlandırma Projesi kapsamında her ay bir tema belirleniyor ve temaya uygun kitap, dizi ya da film izleyip yorumluyoruz.      Ocak ayının teması; komedi, mizah ve müzik idi. Ben bu ay izlediğim bir diziden bahsetmek istiyorum. Bir komedi dizisi olarak karşımıza çıkıyor. Yer yer müzik temasını da kaplıyor.     SCRUBS Tür: Komedi Proje Tasarımcısı: Bill Lawrence Başrol Oyuncuları: Zach Braff, Sarah Chalke, Donald Faison, Judy Reyes, John C. McGinley, Ken Jenkins, Neil Flynn. Ülke: ABD Bölüm Sayısı: 182 Gösterim Süresi: 21 dakika Yayın Tarihi: 2 Ekim 2001- 17 Mart 2010    J.D ve Turk çocuk arkada...

Birkaç Film Yorumu

      Herkese merhabalar efendiim! N'aptınız, nerelerdesiniz? Anlatın bakalım.      Uzun süredir izlediğim filmlerden bahsetmemiştim. Birikmiş hayli bahsedilmemiş filmler de olunca birkaç tanesinden hızlıca bahsetmek istedim.  MEŞHUR HAYALET ERNEST Orijinal Adı: We Have A Ghost Yönetmen: Christopher Landon Senarist:   Christopher Landon Başrol Oyuncuları: Jahi Di'Allo Winston, David Harbour, Anthony Mackie Tür: Macera, Komedi, Aile, Fantastik Süre: 2 saat 7 dakika      Amerikalı ailemiz çok büyük hayallerle yeni bir eve taşınır. Şanslarına ev hayaletli çıkar. Ancak onlar kendilerinden önceki ev sahipleri gibi evden kaçmak/ taşınmak yerine hayaletle arkadaş olmaya karar verirler. Hayalet Ernest sayesinde sosyal medyada ün kazanmaya başlarlar. Bir yandan da Ernest'in geçmişini araştırırlar.      Ailecek izlenebilecek hoş, keyifli bir yapımdı, diye hatırlıyorum. Ben bu filmi geçen sene veya ondan ön...